selinyetimoglu.com

PCC Profesyonel Kariyer Koçu & Kariyer Danışmanı, Ex-HR

Neden Çalışan ve Çalışmayan Herkes İş Arıyor?

4 Yorum

Bir süredir aklımı kurcalıyor. Kiminle konuşsam işinden mutsuz, kiminle konuşsam başkalarına gıpta ederek kendi mutsuzluğunu doğuruyor…

Aynı şeyleri bininci kez söylemek oluyor ancak Y kuşağı tatminsiz, özenti, maddiyata önem veriyor vs… Tüm bunların sonucunda, aynı lisede aynı dönemde okuduğun birine yıllar sonra dışarıdan bakıp onun çok mutlu ve rahat bir hayatı olduğunu görünce (dışı seni içi onu yakıyor olmasın?), kendisinin hayatı ise çok zor, yorucu ve daha az “varlıklı” olduğunu düşününce, nöronlar hemen harekete geçiyor ve zihin şu mesajı kırmızı ışıklı bir tabelada gösteriyor:

“Onun Gibi Olabilirsin! İş Değiştir!”

Mesajı alan genç beyaz yakalı hemen harekete geçiyor, akıllı telefonunu çıkarıp kariyer portallarının mobil uygulamalarını indiriyor, başlıyor CV güncellemeye.

Ve hepimiz çok iyi biliyoruz ki, işten ayrılmayı bir kez düşündün mü, bir daha odaklanman da, bulunduğun yerde memnun olman da imkansız hale gelir…

Oysaki nöronlar çalışırken Sistem II’yi daha aktif kullanabilse, beyaz yakalı genç belki de şunu düşünecekti: “Kimse yıllar sonra gördüğü eski okul arkadaşına hayatının olumsuz taraflarını anlatmaz ki, herkes hayatı mükemmelMİŞ GİBİ yapar.”

Velhasılı, herkes iş arıyor. Bu diğerlerine özenme hali, sebeplerden sadece biri.

Bir diğer ilgimi çeken konu, İnsan Kaynakları çalışanlarının sürekli iş arıyor olması. Geçen hafta fark ettiğim bir durum bu, çalışan da çalışmayan da kiminle konuştuysam iş arayışında olduğunu söyledi.

İnsan Kaynakları’nda böylesine yoğun bir iş arayan kitlesi varken piyasadaki boşluk nedir diye kariyer portallarındaki ilanları inceledim.

Ve sonuç: Neredeyse hiçbir şey!

Kaliteli bir çalışma ortamı arıyorsan, 5-10 tane, neresi olursa olsun fark etmez diyorsan 20-30 tane ilan var sadece.

Ve sürekli iş arayan, hemen hemen aynı uzunlukta tecrübeye sahip yaklaşık 1000 kişilik bir İnsan Kaynakları uzmanı grubundan bahsediyoruz. Bu kişilerin 100-200 kadarı şu anda çalışmıyor, geri kalanıysa halihazırda çalışmakta olup, daha iyi imkanlar için piyasayı yoklayan veya iş bulmadan ayrılmak istemeyen kişilerden oluşuyor. Portallarda görünen ilanların bir kısmı, pozisyonu şirket içinden dolduracak veya o sırada referansla gelen adaylara öncelik tanıyacak. Bu durumda tablo daha da vahim bir hal aldı.

Evet büyük resim böyleyken, çok ciddi bir kısır döngünün varlığından söz edebiliriz.

Bunun yanında benim asıl merak ettiğim, neden İK’cılar bu kadar yoğun şekilde iş arıyor sorusu oldu. Bu noktada belki birikmiş aday kitlesinden söz etmek gerekiyor. Zira iş aradığını bildiğim arkadaşlarımdan en kısa süredir arayanı, 8-9 aydır sürekli ilanlara başvuruyor, mülakatlara gidiyor.

Dışarıdan bakınca İK’cının iş bulması kolay gibi görünüyor, çünkü bu işin uzmanı onlar. Ancak terzinin kendi söküğünü dikmekte zorlanmasına benzer şekilde, İK’cıların iş bulması diğer departmanlara kıyasla, bence, daha zor.

Çünkü;

  • Rakipler çok kalifiye. Neredeyse hepsi mülakatta ne yapması, hangi soruya nasıl yanıt vermesi gerektiğini bilen kişiler.
  • Sürekli diğer şirket işleyişlerini, iş gereği, inceleyen ve gıpta eden kişilerden bahsettiğimiz için rakip sayısı bir hayli yüksek.
  • Rakiplerin gözü-kulağı sürekli piyasadaki yeni fırsatlarda. Çoğu şirketteki İK’cı bir kariyer portalına girip ilanları incelediğinde, arkasından geçen yönetici onu çalışıyor sanır, ve bazı konularda “hızlı olan kazanır”, ilana ilk gün başvuranlar daha şanslı olabilir.
  • Yine iş gereği piyasadaki maaşları ve sunulan yan hakları bilirler. Bunun üzerine düşünür ve, “benim maaşım niye düşük, benim neden öyle haklarım yok” diye bunalıp dışarıya bakmaya başlayabilirler. (Üzgünüm, İK’da yüksek rakamlar yoktur, sevdiğin için çalışırsın. Yönetici vs değilsen araba yoktur, servisle/toplu taşımayla yetinirsin.)

Elbette daha birçok sebebi vardır, hızlıca aklıma gelenleri yazdım, sizden gelen ve yeni ürettiğim sebeplerle zaman içinde geliştirmeyi amaçlıyorum.

4 thoughts on “Neden Çalışan ve Çalışmayan Herkes İş Arıyor?

  1. Belki de maaş veya fırsatlardan ziyade sektörün dinamiklerinin, mezun olurken hayal edilenlerden farklı olması bu davranış kalıbını geliştiriyor Selin Hanım.

  2. İnsan Kaynakları uzmanları bir şirkette çalışanlarla ilgili verilen kararlara, yönetim kalitesine en yakından tanık oluyor. İş değiştirme kararlarının arkasında, çalıştıkları kuruma güvenmemeleri ve beğenmemeleri yatıyor diye düşünüyorum. İnsanların çoğunlukla işlerinden memnun olmadıkları doğru. Ancak mükemmel iş yerini aramak yerine, değer katmaya odaklansalar, belki girişimci olur ya da başarılarıyla, elde CV sıraya girmek yerine, firmaların onların peşine düşmelerini sağlayabilirler.Diğer türlü oradan oraya, çok da bir şey fark etmiyor.

  3. İK’yı şirketi geliştiren bir departman olarak görürsek İKcı da sürekli kendini alanında ve şirketle ilgili konularda geliştiren kişidir. Bence bir süre sonra çalıştığı kurumun ona bir şey katmadığı düşüncesi Kahraman İKcı olup sürekli gelişim hayallerini baltalamakta ve çözümü dışarıda aramaktadır. Yani İKcının gelişimi şirketinin gelişimini geçtiğinde tatmin olamayacaktır. Hep daha iyi şirketleri hedef olarak görecektir. Diğer sebeplerin yanında bu durumu yaşayanlar da mevcuttur diye düşünüyorum

  4. İnsan Kaynakları departmanı değil sadece, herkes mutsuz. Bu mutsuzluk kişiden kişiye ve sebepleriyle farklılık gösteriyor. Benim bir iş yerinden mutsuz olmam için en büyük sebep, hiç bir şey yapmadığı halde ve kendini çok yoğunmuş gibi göstererek ,deli gibi çalışan insanların arasından sıyrılarak haketmediği maaşı almasıdır. En tahammül edemediğim ve beni mutsuz eden, iş yerinden soğumamı sağlayan yegane sebep bu. Her iş yerinde bir tanede olsa böyle biri vardır. Yöneticilerin bu durumu görmemeside çabası.

Arzu Pınar Demirel için bir cevap yazın Cevabı iptal et