Yazının dün yayınlanan ilk bölümüne buradan ulaşabilirsiniz.

Bu süreçteki bol vakti üreterek geçirmek, iş arayışınızın daha hızlı sonlanmasını etkileyebilir. Örneğin, son 1 yıldır işsiz olup da iş arayan bir adayla mülakat yaparken bu 1 yıllık süreyi nasıl geçirdiği %99 ihtimalle sorulur. Kendini geliştirmek için neler yaptığı, hangi kaynaklarla bilgisini artırmaya çalıştığı, hangi sektörel yayınlarla güncel gelişmelerden haberdar olduğu gibi detaylar öğrenilmek istenir. Ve maalesef adayların bir kısmı bu soruya “1 yıldır iş aramayla ilgilendim” gibi cevaplar verir. Bu kötü bir izlenim yaratır. Şu anda karantina döneminde evde ve iş arayışındaysanız her gün en az 3 saatinizi yeni bir şey öğrenmek veya üretmek için harcamaya odaklanırsanız karşınıza çıkan mülakat fırsatlarını daha doğru değerlendirme şansınız artacak. İnternet ve teknoloji sayesinde bu kadar çeşitli, üstelik bir kısmı ücretsiz öğrenme kaynağı varken lütfen zamanı boşa geçirmeyelim. 6 aydan daha uzun süre evde ve işsiz vakit geçirip az önceki soruya elle tutulur cevap veremeyen, örneğin İngilizce’yi en azından orta düzeye ilerletememiş ya da iyi seviyede Excel bilmeyen bir aday olarak görünmek istemezsiniz. İnanın bana, ben de masanın diğer tarafındaki kişi olarak sizi öyle görürsem üzülürüm. Şöyle düşünelim, eğer sizi mülakata davet ettiysem demek ki profilinizde ya da CV’nizde bir ışık gördüm. Potansiyelinizi daha iyi anlayabilmek için de mülakata davet ettim. Gelen aday zamanını boşa geçiren biriyse bu bana da hayal kırıklığı yaşatır.

Her ne kadar hala -maalesef- yüzyüze mülakata davet eden kurumlar olsa da çoğu kurum mülakatlarını online yapıyor. O halde, belki de daha önce denemediğiniz yeni bir mülakat şekline hazırlıklı olmanız gerekecek. Bu nedenle online mülakata hazırlanmak için bir arkadaşınızdan destek isteyerek Zoom ya da Skype üzerinden mülakat denemesi yapabilir ya da online mülakat simülasyonu veya mülakat provası yapan bir uzmandan destek alabilirsiniz. Hem yüzyüze hem online mülakatlarla aday işe alımı yapmış ve artık sadece adayları sürece hazırlayan bir danışman olarak arada çok fark olmadığını söyleyebilirim. Yani, normalde mülakatlarda rahat hisseden biriyseniz ve gittiğiniz mülakatların çoğundan olumlu dönüş alıyorsanız muhtemelen online mülakatta da fark eden bir şey olmayacaktır.

Ben bir koç olarak danışanlarıma çoğu zaman uzun vadeli düşünebilmelerini sağlayacak araçlar sunarım. O nedenle bu bana da tuhaf geliyor ancak şu zamanlarda kısa vadeli düşünmek de bir seçenek. Örneğin, 30 günlük, 60 günlük ve 90 günlük planlar yapmak. Çünkü iş arıyorsanız ve aynı zamanda kariyerinizde irtifa kaybı yaşamak istemiyorsanız hep daha yüksek ünvanlı, daha yüksek maaşlı işleri arıyor olabilirsiniz. Ancak şu anda geçici süreyle daha düşük maaşlı, daha az yetenek gerektiren işler de birer opsiyon olabilir. Örneğin, tanıdığım, MBA mezunu bir pazarlama uzmanı geçen haftalarda ilan veren bir online market uygulamasının moto-kurye ilanına başvurdu ve görüşmelere başladı. Bu sürecin geçici olduğunun farkında olduğu için bunu gönül rahatlığıyla yapabildiğini söyledi. Bu yaptığından dolayı onu kimse kesinlikle suçlayamaz. Şu anda acilen ihtiyacı olan şey evini ailesini geçindirmek ve o tarafta bir iş imkanı varsa “küçük düşünüyor gibi görünmek” aslında “büyük düşünmek” anlamına da gelebilir.

Başka bir tarafta, hastanelerde çalışan idari kadro içinde panikle işten ayrılanlar olduğunu görüyorum. Bu kişiler özellikle birlikte yaşadıkları yaşlı aile bireyleri veya kronik rahatsızlıkları dolayısıyla korkuya kapılabiliyorlar. Bu durum, o tarafta açık pozisyonlar oluştuğunu ve oluşacağını da gösteriyor. Eğer yalnız yaşıyorsanız, bağışıklık sisteminize, sağlık durumunuza güveniyorsanız örneğin, hasta karşılama kadrosuna başvurmak bir seçenek olabilir.

İyi olduğunuz bir alanda özel ders vermek, yabancı diliniz varsa çeviri yapmak, bilgili olduğunuz konuda Udemy’de eğitim oluşturmak gibi geçici ve uzaktan yapılabilir işler de diğer seçenekler arasında sayılabilir.

Bu yazının en başında esnekliğe ihtiyacımız olduğundan bahsetmiştim. Bazı esneme fikirleri en başta “Aaa mümkünatı yok bunun!” seviyesinde sıradışı geliyor olabilir. “Esnemezsen kırılırsın” sözünü ve rüzgarda savrulan ağaç dalları benzetmesini bu yüzden çok sever ve sık sık da kendime hatırlatırım. Şu anda bir fırtınanın, hatta bir hortumun tam ortasındaki kavak ağacı gibiyiz. Dallarımız yıpranacaktır ama kırılmama ihtimalimiz de var. O yüzden esnememizin bizim için daha iyi olduğunun farkında olalım, hangi açıdan ne kadar ve ne tarafa doğru esneyeceğimizin kararını kendi ölçülerimizde verip hızlıca harekete geçelim.

İş arayışınızda başarılar ve sağlıklı günler diliyorum.