Evet.

Egosu Küçük, Kalbi Büyük, Zihni Berrak, Elleri Hızlı Ol!

Ben demiyorum, Sinan Abi diyor. 🙂 “O da kim” mi dediniz? Nasıl tanımazsınız YGA (Young Guru Academy) hayalini ilk kuran kişi olan eski Unileverli Sinan Yaman‘ı? 🙂

Hani “Liderler yarını bugüne getirir” diyen, “liderler başkasının göremediğini görür, onların da görmesini sağlar” diyen, “bilgeler birleştirir, cahiller ayrıştırır” diyen…

23 Kasım 2013’te YGA ile bilfiil ben de tanışmış oldum. Üniversitedeyken afişlerini gördüğüm, üniversite sonrasında YGA’lı olan arkadaşlarımı uzaktan seyrettiğim, tam adım atmak için heveslendiğim sırada Berlin’e taşınmam sebebiyle biraz daha ertelediğim YGA hayaline bugün itibariyle ben de ortak çıktım!

Lütfi Kırdar’ın Anadolu salonunu ben daha önce hiç bu kadar enerji dolu, bu kadar heyecanlı, bu kadar kalabalık ve bu kadar hareketli görmemiştim. Atmosfer inanılmazdı, gençlerin hevesleri heyecanlarını öylesine yansıtıyordu ki ben de kendimi bi’ 3 yaş (!) falan genç hissettim. 🙂 O gün ilk kez giydiğim yeni ayakkabılarım ayağımı vurmuş olmasaydı ben de onlar gibi salonun içinde koşabilir, sekerek yürüyebilirdim elbette. 🙂

Hayal ortağı olarak adlandırılan deneyimli profesyonellerin, eşbaşkanların, YGA’lıların konuşmaları derken gördüm ki, geç kalmışlığım sadece 3 yıl değilmiş. Evet bir üniversite öğrencisiyken tanışsaydım şimdiye kadar pek çok projede yer almış tecrübeli bir YGA’lı olacaktım. Benim için geçici bir heves olmazdı, ondan şüphem yok. Neticede kendime referans olan LÖSEV, BUSOS, TOG gibi sivil toplum kuruluşlarında proje sorumluluğundan yönetim kurulu üyeliğine uzanan bir geçmişim var. Sosyal sorumluluk kısmına gönül verirdim içtenlikle, e güzel de olurdu mesela.

Ama elbette “aah ah geçti bizden azizim” diyerek geri çekilecek kadar da yaşlı hissetmiyorum. 🙂 Hala yapacağım çok şey var, dünyayı değiştiremesem de dünyamı, ve senin dünyanı değiştirebilirim. 🙂 Biliyorum bugüne kadar değiştirdiklerim var, bundan sonrası için de enerjim ve hevesim var.

Doğan Cüceloğlu’nun söylediği gibi; “hayatta sadece iki şeyi kontrol edebilirsin: gayretin ve şevkin”. Evet bende bu ikisi var, onlara sahip olduğum sürece istediğim her şeyi yapabilir, değiştirmek istediğim tüm dünyaları değiştirebilir, dokunmak istediklerime dokunabilirim.

Ben de kendi hayallerimi kurarken bir yandan neden YGA’nın hayallerine ortak olmayayım ki? Neticede, evet, lise ve üniversite öğrencilerinden oluşan gruplar var, ama bir de genç profesyoneller olarak adlandırılan bir grup gönüllü var. Hayal kurmanın amacı Hakan Aran’ın dediği gibi anlamlı bir hayat sürmekse, anlam arayışı biz beyaz yakalıların şu sıralar en büyük derdi değil de ne?

Ve evet benim liderlikle ilgili bir hayalim var; sadece beni ilgilendirmeyen… Ve bu hayalimi anlattığımda bana “hayalperest” demeyecek, beni hayalkırıklığına uğratmayacak, dinlediğinde benim gibi tüyleri ürperecek hayal ortaklarına ihtiyacım var.

Bu yüzden 50 bin başvuru arasından oraya seçilen 2 bin kişi arasında olmak benim için yeterli değil, bundan sonraki aşamada seçilecek 750 kişi arasında da olmalıyım, hatta daha sonra ilk 250 kişi arasında da… Kimbilir belki ABD’ye liderlik kampına giden 15 kişilik grupta da olurum. Neden olmasın ki? 🙂 Hem ne diyor YGA eski eşbaşkanları? Zaferden değil, seferden sorumlusun. Mevlana’nın yolculuğuna benzer şekilde, mühim olan yol ve yolda tecrübe edeceklerim, ben de bu bilinçle hazırlıyorum bavulumu ve yolluk çıkınımı şimdiden. 🙂