“Bizim yaptığımız işin okulu yok mecburen alaylıyız” diyenlerin sayısı gittikçe azalıyor zira eskiden akademik dünyada ismi olmayan pek çok iş alanı artık üniversite programları arasında kendine yer buluyor. İnsan Kaynakları da bunlardan biri. Bundan 10 yıl öncesine kadar ismi “İnsan Kaynakları” olan bir bölüm bulunmadığından en İK’vari bölüm olarak Çalışma Ekonomisi görülüyor, Psikoloji, Sosyoloji gibi bölümlere de “eh işte, bundan da İK’cı olur” gözüyle bakılıyordu. Oysa artık gerçekten İnsan Kaynakları alanında kariyer yapmayı planlayan bir kişi lisans programları arasında kendine uygun olan bölümü seçebiliyor.

Bu gelişme elbette sadece İK alanına özgü değil. Üstelik bununla ilgili faydalı bir moda da yayılmaya başlamış durumda. Mezuniyet ardından iş garantisi ve kariyer vaat eden şirketler üniversitelerde kendi alanlarına uygun program açmak için destek veriyor. Sadece şirketler değil, ticaret odaları ve mesleki dernekler de bu gelişmelere öncülük ediyor ve ihtiyaç duyulan üniversite programlarını açıyor.

İhtiyaca Yönelik Üniversite Programları: 

Özellikle yeni iş alanlarında yetişmiş eleman sıkıntısı çeken şirketler “O zaman biz de kendi öğrencilerimizi yetiştiririz” diyerek konuya el atmış durumda.

Örneğin; Hacettepe Üniversitesi’nde yer alan Otomotiv Mühendisliği üniversite programı Mercedes Benz tarafından açıldı.

Turkcell Global Bilgi, Türkiye’de nispeten yeni olan çağrı merkezi sektörüne nitelikli eleman yetiştirmek için Açıköğretim Fakültesi’nde Çağrı Merkezi Yönetimi programı açılmasını destekledi ve bu önlisans programını başarıyla tamamlayan mezunlara istihdam önceliği sağlıyor.

Güllüoğlu Baklava da dünyada bir ilki gerçekleştirerek Kadir Has Üniversitesi dahilinde Baklavacılık Okulu isminde bir üniversite programı açtı.

Avrupa’nın ilk Çorap Moda ve Tasarım İşletmeciliği ismindeki üniversite programı da Kavram Meslek Yüksek Okulu bünyesinde Çorap Sanayicileri Derneği tarafından açıldı ve destekleniyor.

Görüldüğü gibi bizler eğitim sistemimizi ne kadar eleştirsek de, üniversite programlarını yeterli bulmayıp sürekli sistemi suçlasak da, var olan güzellikleri de göz ardı etmeden başarıları tebrik etmemiz ve desteklememiz de gerekiyor. Bu tür mesleki ihtiyaçları görüp sektörlere nitelikli elemanlar yetiştirilmesine öncülük eden tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum, yeni adımları da heyecanla bekliyorum. 🙂