16 Nisan 2013’te Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenen Yeni Medya Konferansında teknolojinin eğitime sağladıkları hakkında pek çok değerli konu tartışıldı.

“Zaman-Mekan Sınırsızlığında Dönüşen Eğitim” başlıklı oturumda Turkcell Akademi’den Emre Güleçoğlu eğitimin Turkcell’deki dönüşümünü bizlerle paylaştı. Turkcell gibi teknolojiye yakın bir şirketin İK uygulamalarında da teknolojiden yararlanıyor olduğunu görmek her defasında mutlu ediyor. Ne de olsa biz ne teknoloji şirketleri gördük, dışı seni içi beni yakar tadında, teknolojiyle hiiiç alakası olamayan… 🙂

Konuya dönecek olursak, Turkcell androgoji ile pedagojinin birbirinden çok farklı olduğu fikriyle yola çıkmış, neticede yetişkinler çocuklardan farklı olarak sürekli sorguluyor ve hem eğitime hem de eğitimde sunulanlara karşı önyargılı. Bu yüzden çok daha zor… Hepimiz biliyoruz ki bir kurumda eğitim yapmaya çalışınca bazı gelişim fobisi olan çalışanlardan ilk tepki “ne gerek var şimdi eğitime“, ikinci tepki “ben zaten biliyorum ki bunları” olacaktır.

Bunun dışında dikkate alınması gereken bir başka önemli nokta ise iş gücünün dönüşümü. Tarihsel açıdan inceleyince görüyoruz ki, 1800’lerden 2000’lere gelene kadar yani sanayi devriminden bilişim çağına gelene kadar iş gücü de mavi yakadan beyaz yakaya doğru bir dönüşüme uğradı, haliyle iş yapış şekilleri değişti.

 

Ek olarak, bugün bilgiyi edinme yolunda en büyük yardımcımız internet. Ve artık mottomuz “Just in time, just enough learning!“, yani ihtiyacımız olduğunda sadece ihtiyacımız kadarını öğrenip gerisine bakmıyoruz. Yani sistematik öğrenme metodunu geride bıraktık, artık öğrenmek istediğimiz kavramı 3 saniyede arama motorlarında buluyoruz.

Tüm bu sosyal öğrenme ihtiyacını ve gelişimini gören Turkcell Akademi uluslararası ödüller de alan Mobil Eğitim Platformunu oluşturmuş. Çalışanlara kısa sürede eğitim verme gerekliliği olduğunda 60 bin kişiye anında bu şekilde ulaşabiliyorlar. Üstelik akıllı telefona da gerek yok, yani herkes için eğitimde fırsat eşitliği sağlayan çalışmalar da yapılmış ve cihaz bağımsızlığı sağlayan sistemler kurulmuş.

Uzaktan eğitimi Turkcell bu şekilde kullanmış. Elbette Turkcell’in eğitime ayırdığı bütçe, çoğu şirket için ütopik rakamlardır diye tahmin ediyorum, dolayısıyla bu çalışma her yere uygulanamaz ancak belki fikir alınıp uzaktan-hızlı ve çalışanı sıkmayan eğitim formatları oluşturulabilir…

Ayrıca TedEd, Khan Academy, Coursera gibi online platformlar kurarak çalışanları uzaktan bilgilendirme sistemleri de çok maliyetli değildir. Özellikle de çalışanlara hiç eğitim vermeden geçen yıllardaki uzun vadeli kayıplarla kıyaslandığında…