Jobvite’ın araştırmasına göre 2012 yılında işe alım uzmanlarının %93’ü Linkedin’den faydalandı.

 

Linkedin dünyadaki sosyal ağlar içinde en profesyonel olanı ancak ne yazık ki pek çoğumuz hala Linkedin’i doğru kullanamıyoruz. Profesyonel hayatta yer alan birçok kişi bu sitenin farkında olmadığı için bir hesap açmıyor. Hesabı olan birçok kişi de bilgilerini güncellemeye önem vermiyor.

 

Linkedin’de bir hesabınızın yani bir özgeçmişinizin olması da tek başına yeterli değil, kendi mesleğinize uygun olan gruplara üye olmak, güncel bilgileri ve gelişmeleri takip etmek, mesleki gruplarda oluşan tartışma platformlarında fikirleri uygun bir dille beyan etmek gerekiyor. “Uygun bir dil”den kastım da şu: Ben blog paylaşımlarımı düzenli olarak Linkedin gruplarında tartışma açma amacıyla yayınlıyorum. Oraya gelen yorumların da birçoğu o kişiyi “tanımama” yardımcı oluyor. Örneğin dün tartışmalarımdan birine yorum yapan bir beyefendi, yöneticileri ve çalışma arkadaşları hakkında oldukça olumsuz ve profesyonellikten uzak yorumlarda bulunmuş. Profesyonel tartışmalarda fikir belirtmek adına kendinizi olumsuz tanıtmaktan kaçınmalısınız.

 

Bunlara ek olarak Linkedin’de kaç tane arkadaşınız/takipçiniz olduğu ilk bakılan nokta değil. Linkedin’de tanıdık tanımadık herkesle bağlantı kurmaktansa, gerçekten sizinle alakalı olacak kişilerle bağlantıda olmanızda fayda var.

 

 

Önünüze gelen İnsan Kaynakları çalışanını eklemektense yönetici pozisyonunda olanlar ile içinde bulunduğunuz veya bulunmak istediğiniz sektörde yer alan İK’cılarla bağlantı kurmaya çalışmalısınız.

 

Bunun yanında en fazla gördüğüm, Linkedin üzerinden iş arama faaliyeti. Linkedin iş arama sürecinde bulunmaz bir nimet ancak bu fırsatı pek doğru kullanamıyoruz. Linkedin’de sık sık özel mesaj olarak CV alıyorum. Bu gelen mesajlardaysa ilk baktığım şey şu oluyor: Bu kişi mesajı bana mı yollamış, yoksa to’daki onlarca kişiden sadece biri miyim? Eğer toplu mesaj olarak atmışsa kişinin beni önemsemediğini düşünerek ben de kendi yoğunluğum içinde onun cv’sini önemsememeyi tercih ediyorum.

 

 

Eğer direkt mesaj yoluyla CV’nizi paylaşıyorsanız bunu karşınızdaki kişiyi özel hissettirerek yapın ki özel bir karşılık alabilesiniz. To’da sadece onun ismi olsun, direkt o kişiye ismiyle hitap ederek başlayan bir mesaj yazın. Aksi takdirde büyük ihtimalle cevap bile almayacaksınız.

 

Bunun dışında Linkedin’den bir de iş görüşmesi sürecinde faydalanabilirsiniz. İş görüşmesine gitmeden önce görüşeceğiniz şirketi mutlaka araştırmalısınız. Bu araştırma sürecine görüşme yapacağınız kişinin özgeçmişini de eklemelisiniz. Sizinle mülakatı yapacak olan kişinin ismini epostada veya telefonda öğrenebildiyseniz mutlaka Linkedin profilini inceleyin ve ortak noktalar yakalamaya çalışın. O ortak noktalarınızdan görüşme içinde “çaktırmadan” söz ederseniz artı puanları toplama olasılığınız artacaktır.

 

Görüşme sonrasındaysa o kişiye Linkedin üzerinden laubali olmayan ama sıcak bir “tanıştığımıza memnun oldum, görüşmemiz esnasında göstermiş olduğunuz nazik tavırlarınız için teşekkür ederim” mesajı atarsanız pek çok adaydan daha özel bir noktaya ilerleme fırsatı edinebilirsiniz.

 

Özetle, teknolojiyi lehinize kullanmak sizin elinizde, var olan imkanları doğru zamanlama ve doğru üslupla kullanmak belki de hayatınızın fırsatlarına açılan kapıların anahtarını verir.