“Günlük hayatta karşılaştığımız her potansiyel can sıkıntısı anında, örneğin kuyruğa girip beş dakika beklediğinizde ya da arkadaşınız gelene kadar bir yerde tek başınıza oturmak zorunda olduğunuzda eliniz doğrudan telefonunuza gidiyorsa, beyniniz Nass’ın tabiri ile “zihinsel enkaza” dönmüş demektir; yani pürdikkat çalışmaya imkan vermeyecek şekilde yeniden yapılanmış haldedir.” diyor Cal Newport.
Tag Archives: sosyal medya
Bilin Bakalım Sosyal Medyadaki En Etkili İK Hesabı Kim Seçildi? :)
Cengiz Çatalkaya’nın önerisi ve üstat Ahmet Eryılmaz’ın liderliğinde 1 Mart’ta hayata geçen “Sosyal medya’da en etkili 25 İK’cıyı seçme projesi” dün akşam saat 21:30’da sona erdi ve 3 blogda aynı anda duyuruldu.
Proje ekibi, bir kısmının birbirini sadece sosyal medya üzerinden tanıdığı bir kısmınınsa belki de ismini bile ilk kez duyduğu 8 gönüllüden oluşuyordu.
Ekipten Mehmet Eronat, değerlendirme sürecini şöyle anlatıyor: “Adaylarımızın blog yazıları ve twitter hesapları tek tek incelendi. Onlarca blog yazısı ve adaylar tarafından atılan yüzlerce tweet, 8 kişilik değerlendirme ekibi tarafından tek tek okundu ve belirlenmiş alt parametrelere göre likert ölçeği kullanılarak puanlar verildi. Ayrıca adaylarımızın blog sayfaları, web siteleri vb. sosyal medya etkileşim alanları followerwork analizi ve klout skoruna göre değerlendirildi ve tüm analiz sonuçları konsolide edilerek 25 kişilik isim listesine ulaşıldı. Sonuçlara ulaştığımız zaman yaptığımız çapraz kontroller, değerlendirme sonuçları, aday skorlarının birbirleri ile olan yakınlığı ve tutarlılığı, parametre seçiminden sonuçlara ulaşıncaya kadar attığımız her adımın ne kadar doğru olduğunu bizlere göstermiş oldu.”
Bir Sosyal Medya Danışmanının Anıları
Bir Sosyal Medya Danışmanının Anıları kitabının yazarı Aytaç Mestçi’yi öncelikle, sosyal medya kitabı yazmanın en büyük handikapından -büyük oranda- akıllıca kaçabildiği için tebrik etmek isterim.
Teknolojinin pek çok alanı gibi sosyal medya da çok hızlı şekilde üretilip tüketiliyor. Bu yüzden sosyal medya ile ilgili bir kitap yazacaksanız, Okumaya devam et
Sosyal Medya Danışmanı Olabilmek İçin Sahip Olmanız Gereken 10 Özellik
Günümüzün yükselen değeri, onsuz yapamadığımız, sohbetlerimizde kullanmadan duramadığımız yeni aşkımız sosyal medyanın hayatlarımıza kattığı bir de uzmanları var ki genelde “sosyal medya danışmanı” olarak bilinirler.
Üniversitelilerden Sosyal Medya İletişim Tasarımı Zirvesi: Smit Summit!
2012 yılında “bir avuç” tabirine uyacak sayıda Anadolu Üniversitesi öğrencisinin etkinliği olarak başlayan SMIT SUMMIT (Sosyal Medyada İletişim Tasarımı Zirvesi), önümüzdeki ay 2. kez düzenlenecek. Etkinliğin ilkine katılanlar ise tabii ki internet girişimcileri, Okumaya devam et
İş Arama Sürecinde Linkedin’i Doğru Kullanmak Elinizde!
Jobvite’ın araştırmasına göre 2012 yılında işe alım uzmanlarının %93’ü Linkedin’den faydalandı.
Linkedin dünyadaki sosyal ağlar içinde en profesyonel olanı ancak ne yazık ki pek çoğumuz hala Linkedin’i doğru kullanamıyoruz. Profesyonel hayatta yer alan birçok kişi bu sitenin farkında Okumaya devam et
Bir Sosyal Medya Hikayesi
Sosyal medya hayatımızın böyle önemli bir parçası haline geldiğinden bu yana firmalar tüketicilerine karşı daha dikkatli olmak zorunda kalıyor. Memnuniyet çok fazla dile getirilmez ancak şikayetler Facebook iletilerinden ekşisözlük yorumlarına kadar pek çok yerde diğer potansiyel tüketicilere oldukça hızlı şekilde ulaşabiliyor. Bu yüzden hem ürün kalitesi hem de müşteriyle birebir iletişim Okumaya devam et
Sosyal Medya Pazarlaması
Çalıştığım şirketin sosyal medya hesaplarının yönetiminden de sorumlu olduğum için profesyonel anlamda hiç bilmediğim bu alanla ilgili bilgi edinecileceğim kitapları araştırırken karşılaştım Erkan Akar’ın kitabıyla. “Sosyal Medya Pazarlaması: Sosyal Webde Pazarlama Stratejileri” ismiyle sunulan kitapla ilgili internette okuduğum pek çok olumlu yorumun ardından “Tamam” dedim, “İşte bu kitap bana her şeyi öğretecek, süper bir Sosyal Medya Pazarlamacısı olacağım”.
Ancak belki de beklentimin önceden böylesine yükseltilmiş olması sebebiyle, ne yazık ki beklentilerimi karşılamadığını söyleyebilirim. Elbette tek bir kitap okuyarak Sosyal Medya Gurusu olmayı ciddi anlamda beklemiyordum, ama yine de bilmediğim pek çok şey anlatacağını düşünmüştüm.
Yazar kesinlikle alanında oldukça bilgili bir akademisyen, kullandığı sözcüklere bakarak bile anlaşılıyor ve kitabı için de bolca araştırma yaptığı belli. Lakin bence kitabı biraz fazla tez havasında veya akademik bir makale yazıyormuşçasına planlamış. Tam da bir yardımcı doçentin yapacağı şekilde fazlasıyla kaynak kullanımında bulunmuş. Kaynak kullanmak elbette eserin güvenilirliğini artırıyor ve araştırmacılar için oldukça güzel bir “kaynaklar kaynağı” sağlıyor. Ama kurumsal sosyal medya pazarlamasını kurum gözüyle öğrenmek isteyen bir okuyucu olarak, neredeyse her paragrafta yapılan birebir çeviri alıntılar beni konudan uzaklaştırdı, bu yüzden akıcılığın kaynak belirtme kaygısıyla bozulmuş olduğunu düşündüm.
Diğer eleştirimse yazara veya kitaba değil, belki sadece teknolojinin hızına yönelik. Zira, sadece 2,5 yıl önce yazılmış bu kitabı okurken bile bahsedilen teknolojilerin ve sosyal medya araçlarının bir kısmı çoktan eskimiş, “alanında en başarılı” olarak lanse edilen araçlardan bir kısmıysa artık kullanılmıyor bile. Onların yerine şu anda hayatımızın birer parçası olan pek çok araçsa sanırım son 2 yıllık zaman diliminde ortaya çıkmış olduğundan kitapta yer almıyor. Bu hızı böylesine net görebiliyor olmak da beni korkuttu açıkçası.
Özetle, eğer yüzeysel olarak sosyal medya pazarlaması konusundaki kavramları ve teorik bilgileri öğrenmek istiyorsanız faydalı bir kaynak, ancak ben biraz daha pratik uygulamalar içeren başka bir kitap denemeyi düşünüyorum, önerileriniz olursa memnuniyetle dikkate alacağım.
Şirketinizde Sosyal Ağları Neden YasaklaMAmalısınız?
Bugün, kurumların yaklaşık yarısı çalışanların internet kullanımını oldukça geniş bir kapsamda kısıtlamış durumdalar. Saatlerce çalıştıktan sonra bir nefes alabilecekleri ortam olarak gördükleri Facebook, Twitter gibi sosyal ağlara giremiyorlar ve siz bunun kurumunuz için faydalı olduğuna mı inanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Bakın, neden:
Linkedin’in Pabucunu Dama Atacak İcat: Identified.com
Silikon Vadisi’nin son harikalarından biri olan Identified.com’un kurucusu ve CEO’su Brendan Wallace’ın şu videoda söylediklerine göre bu yeni sosyal ağ Linkedin’e benziyor ama “ondan daha seksi”. İş dünyasından profesyonelleri bir araya getirme amacıyla kurulan identified geçmişte çalıştığınız şirketlere ve mezun olduğunuz okullara göre puan veriyor. Network’ünüzü genişlettikçe puanınızı yükseltebiliyor ve sizinkine benzeyen profiller arasında sıyrılma şansı yakalıyorsunuz.
Üyelerinin yaş ortalaması 43 olan Linkedin’i geleneksel ve eski bir profesyonel iletişim ağı olarak gören kurucularının söylediğine bakılırsa bu yeni sosyal medya aracı Y kuşağına hitap edecek özellikler barındırıyor. Puan alma ve rakiplerini eleme heveslisi Y’lerin ilgisini gerçekten de çekeceğe benziyor ama Linkedin gibi tanınmış ve yerleşmiş bir “marka”yı alt edebilir mi, bekleyip görmek gerekiyor.
Deloitte Human Capital Trends 2012
İnsan Kaynakları’nın organizasyonlardaki stratejik rolünü belirlemek üzere Deloitte tarafından hazırlanan Human Capital Trends 2012 raporu İK’nın 2012’de öne çıkan sekiz trendini ortaya koyuyor.
- Rapora göre, birçok kurumun CEO’su büyüme hedefini öncelik olarak belirlemiş, büyümenin sağlanabilmesinde de İK aktif rol alıyor.
- İkinci trend global operasyon olarak belirlenmiş. Daha proaktif bir İK gerektiren bu trend daha çok uluslararası kurumların iş modellerini global’dekiyle entegre etmesi anlamına geliyor.
- Her geçen gün kurumsal firmaların yeni MT pozisyonları açmaları, yeni ve genç yetenek avına çıkmaları boşuna değil. Bu yeni nesil geleceğin lideridir trendi için en çok çalışması gereken departman da herhalde İK’dır.
- Kurumlar için genel risk yönetimi planları oluşturulurken en önem verilmesi gerek risk faktörlerinden birinin de insan kaynağı olduğu konusu artık su götürmez bir gerçek olarak biliniyor. Bu riski yönetebilmek için de yüksek öngörülü ve dikkatli İnsan Kaynakları personeli gerekiyor.
- Eskiden analitik düşünme sadece bir matematiksel/mühendislik yetkinliğiyken bugün İnsan Kaynakları personelinin olmazsa olmazı. İstatistiksel verilerle ilerleyen performans yönetimi, verimlilik gibi süreçlerde analiz ve istatistik konusunda deneyim gerekliliği gün geçtikçe artıyor.
- Ülkemizdeki bazı kurumlarda da yavaş yavaş oluşturulmaya başlanmış olan sosyal medya departmanları veya İnsan Kaynakları bünyesinde geliştirilen sosyal medya uygulamaları gelecekte daha da fazla önem kazanacak ve insan kaynağının sürdürülebilirliği için öncelikli yöntemlerden biri haline gelecek.
- Büyüyen bulut hizmetleri, İK’ya çalışanların ve süreçlerin yeni dünyaya adapte olma, bulut kültürünü yaratma ve bu öğrenme platformunu yönetme sorumluluğu veriyor.
- Satış fonksiyonunun yenilenmesi olarak adlandırabileceğimiz bu trend, klasik satış fonksiyonlarının değişen müşteri beklentilerine göre şekillendirilmesini ve İK’nın da bu yolda oynayacağı rolü tanımlıyor.
Özetle, gelişmekte olan ülkelerin değişen global koşullara ayak uydurabilmesi için var olan kavramların değiştirilmesi veya sürdürülenlere yeni bir boyut ve bakış açısı getirilmesi gerekliliği önümüzdeki yıllarda Türkiye’deki İK süreçlerinin de değişimini gerektirecek gibi görünüyor.
Sosyal İşe Alımdaki Artışın Boyutları
İnsan Kaynakları süreçlerinden işe alımın erbabı olan profesyoneller artık adayların sosyal taraflarıyla da ilgileniyor ve bu yüzden de sosyal işe alıma yönelik stratejiler geliştiriliyor. Hayatımıza gireli sadece 5 yıl geçmiş olan sosyal medyanın işe alımdaki etkilerini ölçmek üzere yapılmış olan Jobvite 2012 Sosyal İşe Alım Anketi‘nin sonuçları oldukça çarpıcı veriler sunuyor. Okumaya devam et