
İşveren markası İnsan Kaynakları’nın geleceği en parlak kavramlarından bir tanesi. Ve bence en keyifli olanı. Çünkü “İşveren Markası” aslında İnsan Kaynakları’ndan klasik “personelciliği” çıkardığımızda geriye kalan esas öz.
Okumaya devam etİşveren markası İnsan Kaynakları’nın geleceği en parlak kavramlarından bir tanesi. Ve bence en keyifli olanı. Çünkü “İşveren Markası” aslında İnsan Kaynakları’ndan klasik “personelciliği” çıkardığımızda geriye kalan esas öz.
Okumaya devam et →Employer Brand Summit 2020, online olarak gerçekleşti. Önümüzdeki sene, yine önceki senelerde olduğu gibi fiziksel temasın da dahil olabileceği, sosyal mesafelerin daha sosyal boyutlarda kalabileceği şekilde gerçekleşeceğini umuyorum.
Dinlediğim konuşmalar arasından Linkedin Bölge Yöneticisi Cihan Ak’ın paylaştığı, çalışan deneyimine dair ilginç bulduğum verileri ben de sizlerle paylaşmak isterim.
2020 yılında hepimizin hayatı pek çok yönden değişirken, İnsan Kaynakları profesyonellerinin katıldığı zirveler ve konferanslar da değişiyor. Değişime direnenler yok olurken değişime açık kişiler değişime açık organizasyonlarda öğrenmeye devam edecek.
İlk online zirve haberi, geçtiğimiz yıllarda katıldığım Employer Brand Summit’ten geldi. İşveren Markası konusuna ilgi duyan İK’cıların ve yöneticilerin takip ettiği zirvenin bu seneki teması “Symphony of HR“.
2015’ten bu yana her yıl en fazla heyecanla beklediğim birkaç konferanstan biri olan People Make The Brand’in tarihi yaklaştı. Önceki 4 yıldaki izlenimlerimin sonucunda konferansın atmosferi, konuşmacı kalitesi ve aktarılan bilgiyle tecrübenin ışığında insana dair çalışmalar yapan herkesin mutlaka orada olması gerektiğine yürekten inandığım bir yer.
Employer Brand Summit, yani İşveren Markası Zirvesi bu sene 11 Nisan’da Wyndham Grand Levent’te gerçekleşti. Zirvede birbirinden deneyimli konuşmacılar vardı. Zirve boyunca aldığım notlardan kayda değer gördüklerimi, zirveye katılamamış olanlar için paylaşacağım.
Pfizer’den Serra Uluışık Okumaya devam et →
Sonbahar geldiğinde pek çok profesyonel gibi benim için konferans sezonu da açılmış oluyor.
Bu sene 6.’sı düzenlenen ve 2015’ten bu yana benim de kaçırmadan katıldığım People Make The Brand, işveren markasına ilgi duyan katılımcılar için insan kaynakları, pazarlama ve iletişim dünyasını bir araya getiriyor. Okumaya devam et →
(Başlıkta kelime oyunu yapmaya çalıştım ama sadece çalıştım yani “yaptım” diyemiyorum bakın.)
Geçtiğimiz hafta, İnsan Kaynakları alanının en kaliteli konferanslarından biri (Belki de “en kalitelisi” demek lazım) olan People Make The Brand (PMTB) için Fairmont Quasar’daydık. Otel beklediğimden daha şık olmakla beraber hala Ali Sami Yen stadının yerine park yapılacağı sözü verilmişken bu otelin ve diğer binalarının yapıldığını unutmadım, istesem de unutamıyorum hatta.
Konferansta işveren markası metrikleri, global işveren markalarının lokal uygulamaları, çalışan değer önermesi geliştirme süreci ve sürdürülebilir işveren markası stratejileri ele alınırken Okumaya devam et →
Laszlo Bock, Google’ın People Operations (İnsan Kaynakları’nın gelişmiş versiyonu) Direktörü. Geçen sene bir kitap yazdı, ismi Work Rules!. Tam bir Google çalışanına yakışır nitelikte eğlenceli bir dili var. Daha önemlisi, iş dünyasının geleceğine dek çok güzel örnekler paylaşıyor. Gelecek diyorum çünkü kişisel öngörülerime göre, Türkiye iş dünyasının 10 yıl sonraki ortalaması Google’ın bugününe yakın olacak.
Şimdi efenim, hepimiz biliyoruz ki takdir-teşekkür iş hayatının olmazsa olmaz motivatörlerinden. Çalışan bağlılığı araştırmalarından çalışanların diğer tüm yakarış/isyan mekanizmalarına dek her yerde görüp duyabildiğimiz bir insan ihtiyacı. Herkes takdir edilmek istiyor, yaptıkları görülsün istiyor, oradaki varlığı fark edilsin ve beğenilsin istiyor. Sosyal medyada sürekli paylaşımlar yapıyoruz, hatta bazen oradan gelecek 3-5 like için Okumaya devam et →
FunOfis sağolsun, son 11 ay içinde yüzden fazla İnsan Kaynakları Profesyoneli’ne birebir olarak, işyerinde eğlencenin faydalarını aktarma fırsatım oldu. Bundan öncesinde hep kendim İK tarafında, yönetimi ikna etmeye çalışan taraftaydım. Hatta daha önce de mutlaka yazmışımdır, şirket Yönetim Kurulu toplantısında sürekli çalışanları mutlu etmenin gerekliliğinden bahsettiğim için bir keresinde Genel Müdür, “Sen aslında sendika temsilcisisin de bizim mi haberimiz yok?” demişti. Çalıştığım çok sayıda şirkette hep aynısını tecrübe ettim; İnsan Kaynakları olarak en önemli görevlerimizden biri de yönetim Okumaya devam et →
Evet, çok iddialıyım.
Çünkü İşveren Markası, İK’nın 5 yıl sonra kendisini çoktan görmeye başlamış olması gereken yerdir.
İşveren Markası, kurumunuzda kurduğunuz yapıyı sanki içinde yalnız en sevdiğiniz oturacakmışçasına özenle ve sevgiyle kurabilmektir…
İşveren Markası, çalışanların yalnızca açlıklarını giderecek bir ekmek yapmak değil, zihnini ve ruhunu da doyurmaktır… Okumaya devam et →
Tüm beyaz yakalıların bir gün mutlaka online olarak yolunun düştüğü Kariyer.net’e yolum #ikbloggerlarisirketlerde projesi kapsamında fiziksel olarak düştü.
Amacım, firmanın çalışanlarına sağladığı olanakları görmek, mutlu çalışan yaratmak için neler yaptıklarını incelemek ve birinci ağızdan dinlemekti.
Uzaktan bakınca sıradan bir internet sitesi gibi görünen Kariyer.net’in 360 kişilik dev bir kadrosu var aslında. Ve bu dev kadroyu mutlu etmek için çabalayan tatlı mı tatlı bir İnsan Kaynakları ekibi var.
Woohoo Inc. Kurucusu ve “son okuduklarım arasında en beğendiğim” unvanına sahip kitap “Sabah 9’dan Akşam 6’ya Happy Hour”ın yazarı Alexander Kjerulf, PERYÖN Kongre’de keyifli sunumunda bilgi ve tecrübelerini aktardı. Unvanı “Chief Happiness Officer” olan Alex, bugüne dek 33 ülkede “nasıl mutlu olunur?” konulu seminerler vermiş.
Mutluluk stresi azaltan ve performansı artıran bir durum ancak insanların heyecan duyduğu iş yerini oluşturmak oldukça zor bir iş.
700 kişiyle yapılan araştırmada katılımcılara şu soruyu yöneltmişler: “İş yerindeyken ne kadar sürede bir kendinizi mutsuz hissediyorsunuz?”