“Değerlendirme Merkezi ve Mülakatlarda %100 Başarı” kitabını okuyanlar kitabın en sonunda “Önerilen Diğer Kitaplar” başlığı altında bir kitap listesi ile karşılaşırlar. Listede, iletişim becerilerini güçlendirmeye dair en kıymet verdiğim kitaplardan bazılarının isimleri yer alır. Onlardan biri de Hülya Mutlu’nun “Tam Üstüne Bastın” başlıklı ilk kitabıdır. O kitabı keyifle ve altını çize çize okumuştum. İnsanı kendine dönmeye ve düşünmeye teşvik eden, iş yaşamında iletişim becerilerini güçlendirmek için öneriler paylaşan akıcı bir dili vardır.
Okumaya devam etTag Archives: kişisel gelişim
Kitaplığımdan Seçtiğim En İyi 14 Kitap
Geçen hafta 3 günlüğüne İstanbul’a gittim. Gitmişken, eskiden her gün saatlerimi geçirdiğim kitaplığıma da uğrayıp kendime yeni kitaplar seçtim. Daha önce okuduğum kitaplara göz atarken de mutlaka okumanızı önereceğim, içeriğini bilgilendirici ve dilini akıcı bulduğum 14 kitabı önermek üzere belirledim. Bazılarıyla ilgili geçmişte Youtube videoları çekmiştim, onların linklerini de ekledim.
Okumaya devam etYarışınız kiminle?
Ben ÖSS nesliyim. İlkokuldan itibaren bir yarışın içinde buldum kendimi. Bu sürecin yaklaşık ilk 10 senesinde yarışı kabullenmedim, yarışmayı reddettim, yarışmadım kimseyle. Hayatımdaki yetişkinler tarafından yeterince hırslı olmamakla etiketlendim. Sonra bir şeyler değişti bende, gereken hırs yüklendi, yarıştım, gece gündüz o yarışı kazanmak için mücadele ettim. Yarışı kazandım. Ya da ben öyle sandım. Kazandığım yarışın ardından o yarışı kendi kulvarlarında kazanmışlarla olimpiyatlara gireceğim bilgisi bana verilmemişti, afalladım. Boğaziçi’ndeydim.
Okumaya devam etDecidofobi (Yanlış Karar Verme Fobisi) ve Kurtulmanın Yolu
Bazen karar vermek gerçekten çok zor olabiliyor. İnsan düşündükçe işin içinden çıkmakta zorlanıyor ve hatta kendini “keşke kararı benim yerime başkası verebilseydi” diye düşünürken buluveriyor. Belki daha önce duymamış olabilirsiniz ama yanlış karar verme fobisi diye bir şey var ve hatta bir ismi bile var: Decidofobi
Okumaya devam etKendine Yatırım Yapmak
Geçen akşam ClubHouse’da bu başlıktaki bir sohbete 2 seansımın arasında kısacık da olsa katılma fırsatım oldu. Altı çok uzun uzun doldurulabilir bir başlık, ben bir 20 dakika kalabildim, aklımda kalanları buradan yazmak istedim. Çünkü düşündüm taşındım ve benim kendim için yaptığım en büyük yatırımın bundan 9 sene önce bu bloğu açmak olduğunu fark ettim. Ben bunu yaparken bunun bir “yatırım” olduğunu bilmiyordum. Yayında da dediğim gibi “bazen bazı adımları yatırım olsun diye atmayız, uzun vadede geri dönüp baktığımızda öyle olduğunu fark ederiz.” Burada yazdıklarım biliyorum ki bugüne dek yüzlerce kişiye çeşitli konularda ilham oldu. Bir kısmı bana ulaştı, paylaştı, eminim paylaşmayan ama faydalanan birileri de vardır, şimdiye dek 1 milyon 850 bin kez görüntülenmiş çünkü. 🙂
Okumaya devam etOnline Günlerde Yapışık Makarna Hikayesi | S.S.S ne demek?
Şu an itibarıyla ev kapısının dışına adım atmayalı 9 gün oldu. 9 gün önce markete gitmiştim. Dün bir ara balkona çıktım, hava güzeldi yoksa onu da yapmazdım. En son yüzyüze değerlendirme merkezi görüşmemi 16 Mart’ta yapmıştım, o gün bugündür izoleyim. Henüz yalnızlık hissi hiç oluşmadı, aslında oluşmasına fırsat da olmadı. Aslında hayat o kadar kalabalık ki… Elbette kalabalıklar içinde yalnız hissetmek de mümkün. Sanırım önemli olan “kalabalık” dediğimiz şeyin içeriği. Eğer anlamlı bir kalabalık içindeyseniz yalnız hissetmiyorsunuz. O zaman konu “anlam” meselesine geliyor. Konu anlam oldu mu Victor Frankl’ın efsanevi kitabı “İnsanın Anlam Arayışı”nı anmamak Okumaya devam et
Çerofobi: Mutlu Olma Fobisi
Bu ay Cosmopolitan Dergisi için kaleme aldığım yazıyı siz değerli blog takipçilerimle de paylaşmazsam olmaz. 🙂
İnsan tehlikelerden korunmayı nasıl öğrenir? Küçük bir çocukken elimizi ateşe değdirdiğimizde canımız yanar ve bir daha ateşe dokunmamayı öğreniriz. Ya da bize bakmakla yükümlü olan birileri “Ateşe dokunma uf olursun” der, biz de söz dinleriz.
İrade nasıl güçlendirilir?
1960’lı yıllarda sosyolog Walter Mischel “Çocukların anlık tatminlere karşı koyabilmesi” konulu bir araştırma yaptı. Deneye katılan çocuklara bir marşmelovu yani bir tür şekeri şimdi yiyebilme veya 15 dakika oturup bekleyerek iki şeker yiyebilme seçeneği sundu. Çocuklardan bazıları beklemekte zorlandı ve hemen önlerine konan şekeri yedi. Kimileri ise zorlansa da 15 dakikayı tamamladı ve bekleyerek iki şekeri aldılar. Seneler sonra aynı çocukların yetişkin hayatlarına bakıldığında Okumaya devam et
Sabah 5’te uyanmak hayatımı nasıl değiştirdi?
22 günlük bir süre boyunca sabah 5’te uyanma rutinini uygulamaya karar vermeme sebep olanları anlatayım önce.
Sanırım her şey Hindistan’da başladı. Bu sene mayıs ayında 1 ay kuzey Hindistan’ın bir dağ köyünde kaldık ve her sabah yoga derslerimiz 6:30 ya da 7’de başlıyordu. Güne bu kadar erken başlamak bizim için kolay değildi, buna rağmen hocalarımızdan biri olan Şama her sabah 5’te uyanıp 6’da meditasyona başlıyordu. İnanılmaz bir enerjisi vardı Şama’nın. Sabahın o saatinde uyanmasına rağmen Okumaya devam et
Mutlaka Okumanız Gereken En İyi 10 Kişisel Gelişim Kitabı
“Kişisel gelişim” kategorisi tanımlaması zor bir kategori. Aynı zamanda “iş kitapları” kategorisine de girebilecek bazı kitapları ben bu listeye aldım çünkü bir “Kariyer Koçu olarak iş yaşamında kendini geliştirmek isteyenlere önereceğim ilk 10 kitabı belirlemeye gayret ettim. Diğer taraftan “kişisel gelişim” kategorisi çok genişledi ve özellikle son yıllarda çok uç noktalara ulaştı. Ve sonunda içi boşaltılan kavramlardan biri haline dönüştü. Artık kişisel gelişim denilince çok az insanın aklına “kendini bir önceki güne göre geliştirme” fikri geliyor. Yine de ben bu kitapları kendimi geliştirmek ve eksik olduğum konularda güçlenmek için okuduğumdan dolayı kişisel gelişim ifadesini kullanacağım. Okumaya devam et
Duyuru: TÜYAP Kitap Fuarı ve İmza Günleri
Son zamanlarda bana “kitap yazmanın en kolay tarafı kitabı yazmakmış” dedirten bir yoğunluk içindeyim. İlk kez ulusal TV kanallarında programlar, radyo programları ve gazeteler derken bir de işin imza günleri boyutu varmış. İlk kez deneyimlediğim, öğrenmeye çalıştığım bambaşka bir süreçmiş bu tarafı da. Çok yoğun, bir o kadar da keyifli bir süreç olduğunu da mutlaka söylemeliyim. Gelen her bir mesaj, hiç tanımadığım kişiler tarafından sosyal medyada etiketlendiğim her bir kitap fotoğrafı benim için ayrı ayrı gurur ve mutluluk kaynağı.
BirAda Geliştiren Kitap Kulübü başlıyor!
Bir süredir beni heyecanlandıran yepyeni bir duyuruyu önceki gün Instagram’da paylaştım ve gösterilen ilgi üzerine buradan da paylaşmak istedim. Duyuruyu aynen paylaşıyorum:
Kendini geliştirmeyi ve okumayı sevenlerle İstanbul’da ayda bir gerçekleştireceğimiz “BirAda Geliştiren Kitap Kulübü” başlıyor!