selinyetimoglu.com

PCC Profesyonel Kariyer Koçu & Kariyer Danışmanı, Ex-HR


3 Yorum

Başarılı İnsanların En Temel 3 Özelliği

Benzer listelerde yer alan, sabırdı, meraktı, erken uyanmaktı vs geçiyorum ve eeeen temeldeki üç özellikten bahsedeceğim.

1- Kendini bilmek

Kendini bilmekten kastım kendini tanımak. Yani enerjin ne zaman düşer ne zaman yükselir, günün hangi saatlerinde daha zinde ve üretken olursun, nasıl insanlarla nasıl başa çıkarsın gibi soruların cevabını bilir ve buna göre yaşarsanız Okumaya devam et


1 Yorum

Nasıl Oluyor da Bazı İnsanlar Daha Kolay Motive Oluyor?

Öğrenciyken okulda, çalışırken iş yerinde nasıl oluyor bir “havuç” birilerini motive eder ve hızla koşmasını sağlarken diğerleri üzerinde etkisiz kalıyor?

Aslında bu sorunun cevabı hormonal farklılıklarda gizli. Yakın zamanda okuduğum bir makalede, Conneticut Üniversitesi Davranışsal Nörobilim Dalı Başkanı John Salamone’un açıklamalarıyla öğrendiğime göre, dopaminin beynin hangi bölgede daha yoğun bulunduğu, kişisel motivasyon farklılıklarını belirliyor.
Okumaya devam et


3 Yorum

İşe Başlayan Her 2 Kişiden 1’i BAŞARISIZ!

Leadership IQ tarafından 5257 işe alım yöneticisiyle yapılan araştırmaya göre, yeni işe başlayanların %46’sı ilk 18 ay içinde başarısızlığa uğruyor. Başarıya ulaşanların oranıysa %19. Geriye kalanlar, iyi kötü bir şekilde çalışmaya devam ediyor. Performansları, beklentileri minimum da olsa karşılayacak seviyede oluyor.

Okumaya devam et


2 Yorum

Gözlerini Kapat! Bırak Kendini Dünyanın Kollarına!: Karanlıkta Yemek

Müsaadenizle sizleri Selim ve Kerim Altınok ile tanıştırmak istiyorum.

Ben onlarla ilk kez YGA Zirvesi’nde tanıştım, dün akşam da harika bir fasıl deneyimi yaşattılar.

Hayat hikayelerini anlatan videoyu izlemek bile yeterince etkileyiciyken daha sonra onların bir de kendi ağızlarından dinlemek ve Okumaya devam et


2 Yorum

Asla Yapamayacağını Düşündüğün Şeyi Yap! Kaplanları Evcilleştir!

fotograf_humangroupTwitter’dan takip edenlerin bildiği gibi geçen hafta 21. Peryön İnsan Yönetimi Kongresi’ndeydim. Geçtiğimiz seneki kongrenin ardından yaptığım gibi, yine etkileyici ve bilgilendirici bulduğum oturumlarda aldığım notları, sonrasında konuyla ilgili yaptığım araştırmalar ve yorumlarımla harmanlayarak birer birer paylaşacağım. Ancak öncelikle genel olarak kongrenin atmosferinden kısaca bahsetmek istiyorum. Lütfi Kırdar yine dolup taşıyordu, kapıdan adım attığınız andan itibaren Okumaya devam et


Yorum bırakın

Kendi Everest’ine Tırmanmak İçin Önce Onu Bulmalısın!

İTÜ’lü öğrenciler tarafından düzenlenen İnsan Kaynakları Zirvesi 2013, uzaklardakileri de düşünüp canlı olarak yayın yapmayı da unutmamış, bu sayede bizler de uzaktan katılıp o atmosfere tanıklık edebildik.

Benim dinleyebildiğim konuşmalar arasında en etkilendiğim Nasuh Mahruki’nin meşhur konuşması “Kendi Everest’inize Tırmanın” oldu, zira hem uzun zamandır zaten dinlemek istediğim bir konuşmaydı hem de beklediğimden çok daha keyifli ve motive ediciydi.

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Motivasyon Parayla Olmaz Dostum, Bize Anlam Gerek!

Avukat olma hayali ile Hukuk Fakültesi gidip de avukat olamadan çıkan Daniel Pink‘ten oldukça etkileyici ve keyifli, 18 dakika süren bir TED konuşma videosu.

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Çalışanın Doğum Gününde Karpuz Keserek Pozitif Yönetim

pozitif-yonetimİdil Türkmenoğlu tarafından yazılan ve Elma Yayınevi’nden çıkan Pozitif Yönetim kitabı bence tüm İnsan Kaynakları çalışanları ile insan kaynaklarının şirket içinde yapmak istediği motivasyon uygulamalarına “gereksiz” gözüyle bakan işveren ve yöneticilerin okuması gereken bir kitap.

Pozitif yönetim anlayışı en temelde çalışanların hayatında zaten var olan olumsuzluklara yenilerini eklemeyerek, aksine olumlu izler bırakma çabasıdır.

Okumaya devam et


Yorum bırakın

Sadece Teşekkür Ederek Kahraman Olabilirsiniz

Geçtiğimiz hafta bir arkadaşım iş yerinde yaşadığı sorunlardan bahsediyordu. Bir mağazada çalışıyor ve çalıştığı saat başına ücret alıyor. Normalde yarı zamanlı çalışmasına rağmen, dükkan sahibinin ihtiyacı olduğu için 10 gün boyunca tam zamanlı çalıştı ve bir yandan da derslerine devam ettiği için oldukça yorucu bir süreç oldu.

 

Bunların üzerine, işler çok iyi gitmediği için o çalıştığı süre için alması gereken ücretin sadece yarısını alabildi, diğer yarısını daha sonra vermek üzere anlaştılar. Arkadaşımın söylediği tek şeyse şuydu: “Bir teşekkür etseydi bari”. Yorgunluk, para, dersleri… Bunların yarattığı olumsuz durumu ortadan kaldırabilecek olan çok basitti aslında.  Dükkan sahibini de tanıdığım için aralarındaki ilişkinin çok sıcak olduğunu ve bir aile ortamı içinde çalıştıklarını gözlemleyebiliyorum. Buna rağmen, o anda dükkan sahibi de muhtemelen aklındaki başka düşüncelere odaklandığı için teşekkür etmeyi unuttu. Neticede o çalışanı olmasa 10 gün boyunca oldukça zor durumda kalacaktı ve bunun bilincinde bir patron olarak çalışanına da içtenlikle müteşekkir. Ancak sorun fazla “içten” olması, bu minneti dışarıya yansıtmaması.

 

Bazen birlikte çalıştığımız iş arkadaşlarımızdan, yöneticilerimizden tek beklentimiz yaptığımız çalışmaları beğenmeleri ve bunu göstermeleridir. Başkasına da değil, sadece kendimize. Hani, “yaptığım işi beğendiğini herkesin içinde haykırsın” demeyiz genelde, sadece masamızın yanından geçerken 2 saniye durup omzumuza dokunsun ve gülümseyerek “sağol” desin.

 

Yöneticiler insan yönetme sanatını öğrenebilmek için onlarca eğitim alıp kitaplar okuyorlar. Evet onların da pek çok faydasını gördüklerine eminim. Ancak daha küçük bir çocukken misafirliğe gitmişken ikram edilen şekeri aldığımızda annelerimizin “yavrum teşekkür etsene teyzeye” sözü bütün o kitaplardan daha öğreticiydi aslında.

 

 

Terfi, maaş artışı gibi motivasyon artırıcı araçları kullanma imkanı olmayan şirketlerde çalışanların canla başla, kendi babalarının şirketindeymişçesine özenle çalışmalarının tek sebebi vardır: Samimiyet. Çalışanlar o şirketteki yöneticilerin samimiyetine inanmışlardır ve başarılı oldukları zaman içten bir şekilde gelip teşekkür edileceğini biliyorlardır.

 

Teşekkür etmek zor değildir, sizi küçültmez, otoritenizi sarsmaz, aksine moral yükseltir, motivasyon artırır ve iletişimi güçlendirir. Üstelik şirket bütçesi veya herhangi bir fiziksel yorgunluk gerektirmez.

 

Neden şimdi en yakınınızda duran kişiye yaptıkları için, yanınızda olduğu için, hatta sadece hayatınıza girdiği için teşekkür ederek başlamıyorsunuz?