Avukat olma hayali ile Hukuk Fakültesi gidip de avukat olamadan çıkan Daniel Pink‘ten oldukça etkileyici ve keyifli, 18 dakika süren bir TED konuşma videosu.
Etkili sunum teknikleri arasında çoğu uzmanın sıraladığı “konuya hikaye anlatarak giriş yapın” kuralını uygulayarak başlıyor ve Karl Duncker tarafından 1940’larda yapılan Mum Problemi deneylerinden bahsediyor. Bu deneylerde özetle, katılımcılardan yaratıcılık gerektirecek bir tasarım yapmaları isteniyor ve çoğu kişi ilk anda çok zorlanıyor.
Konuşmacımız Dan Pink bu hikayeden yola çıkarak daha iyi çalışılması istenen personele bonus, maaş, prim gibi maddi teşvikler vererek bir yere varılamayacağını anlatıyor. Zira daha önce İnfopik.com’daki “Çalışanları Ne Motive Eder?” başlıklı yazıda da bahsetmiş olduğum gibi fazla maddi beklenti düşünceyi köreltiyor ve yaratıcılığı sınırlıyor.
Deney, sonuçlarının ilginç olması sebebiyle sonraki 40 yıl içinde birkaç kez daha tekrarlanmış, acaba sonuçlarda yanlışlık mı var diye. Ki çoğu defasında yine aynı sonuç elde edilmiş ve pek çok farklı görev için maddi motivatörlerin işe yaramadığı sonucu genel olarak, elde edilmiş.
Pink’e göre, maddi motivasyon araçları 21. yüzyıla göre değil, 20. yüzyıla uygundu. Çünkü geriye dönüp baktığımızda daha fazla motor beceri gerektiren işler, daha fazla sanayi ve el becerisi ihtiyacı görüyorken, çağımızda çoğunlukla zihinsel yetenek, yaratıcılık ve analitik düşünme ihtiyacı görüyoruz.
Başka bir deyişle, gidilecek hedef açık olduğunda, yol da önceden belirlenmiş olup sadece fiziksel güç gerektirdiğinde para veya ödül işe yarayacaktır. Sol beyne yönelik işler artık bilgisayarlar tarafından da kolaylıkla yapılabildiği için, asıl aranan yetkinlikler, sağ beyin tarafından gerçekleştirilen yaratıcılık yeteneği.
Başka bir deney ise MIT öğrencileriyle yapılmış. Farklı oyunlar sunulan 3 öğrenciye 3’er ödül teklif edilmiş. Her ödülün seviyesi farklı ve en iyi olan kişi en büyük ödülü alıyor. Deneylerin sonucunda görülmüş ki, mekanik yetenek gerektiren oyunlarda bu maddi teşvik işe yarıyor. Ancak tüm deneylerin gelen sonuçlarına bakacak olursak görüyoruz ki, daha büyük para teklif edilen kişiler daha çok çuvallıyor.
London School of Economics profesörlerinin son açıklamaları da yine bu görüşleri destekliyor. Onlar da iş dünyasında teşviklerin yararlı değil aksine zararlı olabileceğini savunuyorlarmış.
Velhasılı, günümüz iş dünyasında çalışanlardan verim alabilmek için maddi ödüller işe yaramıyor. O halde ne işe yarar? Dan Pink’in iddiasına, ve benim de daha önce bir yazımda bahsettiğim araştırma sonuçlarına göre, 21. yüzyıl çalışanını en fazla motive edebilen şey “önemli bir şeyin parçası olduğu duygusu”dur. Yani, kendini değerli hissetme gerekliliği. Bence içinde bulunduğumuz materyalist teknoloji dünyasının bir yan etkisi olarak duygusal açıdan boşlukta hissediyoruz çoğumuz. Bu yüzden de işverenlerin yapması gereken, çalışanlarındaki bu duygusal boşluğun kendilerine ait olan bölümünü dolduracak işler yapmak oluyor.