Eğitim ve iş hayatında birçoğumuzun sıkça, bazılarımızınsa ara sıra sunum yapması gerekliliği doğar. Bu durumlar çoğu kişi için zordur zira başarılı bir sunum yapmak pek kolay değilken, sıkıcı ve istemediğimiz türde sunumların ortaya çıkması nedense (!) oldukça kolaydır.

Nancy Duerte‘e göre, sahneye çıkmadan önce sunumu hazırlarken de, sahnede de pek çoğumuzun düştüğü ortak hatalar var, ancak bunlar çözülmesi zor hatalar olmadığı için tek ihtiyacımız olan biraz farkındalık ve üzerine kafa yormak.

• Sunum esnasında konuşma içerisinde sadece önemli maddeleri arka arkaya sıralamak, en çok yapılan hatalardan birisi. Sadece hızlıca beyne yükleme yapmaya çalışırsanız izleyicileri kaybedersiniz. Beyne olduğu kadar kalbe de hitap edilmelidir. Soyut bir konu bile olsa, somut günlük yaşama aktaracak bir dil kullanılmalıdır. Örneğin konuşmaya, konuyla ilgili bir örnekle veya hikayeyle başlanabilir.Soyut bir konuyu nasıl somutlaştırabileceğinizi bulmak için kendinize “neden” diye sorun. “Bu konu/madde neden önemli? İnsanlığa, bana, aileme, kurumuma nasıl bir faydası var?” ve kendinize verdiğiniz cevaptan yola çıkarak anlatmaya başlayın.
• Slaytları hazırlarken tüm konuşma metnini slaytlara yazmayın. Uzun cümlelerden de mümkün olduğunca kaçının. Slaytlar size konuşmanızı hatırlatacak minik ipuçları olsa yeterlidir. Aynı zamanda not almakta olan dinleyiciler için de konu başlığı niteliğinde olmalıdır.Bunun yanısıra, eğer cümlelerinizi slayta yazacak olursanız dinleyicileriniz sizi dinlemek yerine kendileri de okuyabilirler. O halde bir konuşmacıya neden gerek duyuyoruz? 
• Youtube’da yer alan sunum videolarını seyredin, Slideshare’deki sunumları inceleyin ve en sık kullanılan özellikleri, fikirleri, görselleri belirleyin. Belirlediniz mi? Tamam, şimdi onları unutabilirsiniz. Herkesin yaptığı her neyse siz sakın onu yapmayın. Orijinal olun. Klişelerden kaçının.
• Daha önce hiç, ne anlattığı hakkında hiçbir fikrinizin olmadığı, ancak yine de çok akıllı ve iyi bir sunumcu olduğunu düşündüğünüz birinin sunumunu dinlediniz mi? Eğer dinlediyseniz, muhtemelen o kişi çok fazla jargon, yani teknik terim kullanmıştır. İyi bir sunumcu gibi algılanmak ve akıllı görünmek istemeniz oldukça anlaşılabilir bir motivasyondur. Ancak eğer ana amaçlarınızdan biri dinleyicilerinize fikirlerinizi iletmek veya onları bilgilendirmekse, mesleki terimlerden mümkün olduğunca kaçınmalısınız. Herkesin anlayabileceği basitlikte ve açıklayıcı bir dil kullanmalısınız. Bunun için HBR‘da yer alan “anneanne testi” önerisi denemeye değer bence. 🙂 Eğer anlattığınız şeyi, konu hakkında önceden hiçbir bilgisi olmayan anneanneniz anlayabiliyorsa, o halde konuşmanız yeterli sadeliğe ulaşmış demektir. 🙂
• Herkesin bayılarak seyrettiği TV dizileri ve yarışmalar bile en fazla 30-40 dakikada bir reklam arası veriyor. Reklamların gelir kaynağı olduğu bilgisini görmezden gelecek olursak konsantrasyon süresine daha rahat odaklanabiliriz. Sunumu gereksiz şekilde uzatmamak gerek. Ortalama odaklanma süresi çok uzun olmadığından mümkün olduğunca kısa ve öz sunumlar sizi başarıya taşıyacak olanlardır. Sonsuza dek sürecek gibi görünen sunumlar, izleyici açısından oldukça sıkıcı olacaktır.