Nefesle olan ilişkim üniversitede serbest seçmeli ders olarak “Yoga” aldığımda başladı. 8 sene önce… Kilolu, hatta göbekli diyebileceğimiz bir yoga hocamız vardı ama lotus yapabiliyordu bu yüzden kendisine hayran kalabiliyorduk. Nefesimizi izliyorduk, Dodge Gym’in penceresinden bakanlar (Boğaziçililer bilir, Güney kampüsteki parke spor salonu) muhtemelen tuhaf duruşlarımıza bakıp gülüyordu, bizse orada bacağımızı kafamızın arkasından geçirmeye çalışmaktan fazlasını yapıyorduk.
İş hayatına başladığımda yogayla ilgilenmeye devam ettim. Bir dönem, her pazartesi sabahı 5:30’da kalkıp önce Yoga dersine sonra işe gidiyordum. (Sanırım Bilgisayar Mühendisleriyle çalışacağım bir haftaya başlarken ekstra rahatlamaya ihtiyaç duyuyordum. 🙂