selinyetimoglu.com

PCC Profesyonel Kariyer Koçu & Kariyer Danışmanı, Ex-HR

İnsanları Sevmenin Tek Yolu Vardır; Onları Olduğu Gibi Sevmek…

1 Yorum

Hiç Osho okudunuz mu veya videolarını, ses kayıtlarını dinlediniz mi? Sürekli okunabilecek bir tarzı yok kitaplarının, zira yazar ismi Osho olarak piyasaya sürülmüş kitapların hiçbirinin yazarı değildir o, hepsinin konuşmacısıdır. Konuşma metinleri daha sonra ses kayıtlarından elde edilerek kitaplaştırılmıştır ve bu şekilde onlarca kitap ortaya çıkmıştır.

Eğer kim olduğunu henüz bilmiyorsanız, ona ait bir şeyi okumadan veya dinlemeden önce hayat hikayesini ve hakkındaki yorumları incelemenizi tavsiye edebilirim. Belki onun bir “şarlatan” olduğunu düşünenlere, belki de bilgin bir “master” olduğuna inananlara katılır ve ona göre yorumlarsınız sözlerini…

Mesela Sezgi’de şu hikayeyi anlatır:

“bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelerek okul açmaya karar verirler.

bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılanbalığı yönetim kurulunu oluştururlar. tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istemektedir. kuş, uçmanın dahil olmasını; balık, yüzme- nin dahil olmasını ve sincap, ağaca tırmanmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söylemektedir. bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat programı yaptılar. ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler.

tavşan, koşu dersinde a alıyor olmasına rağmen, ağaç tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. sürekli kafa üstü düşüyordu. bir süre sonra beyni hasar gördü ve artık eskisi gibi koşamadı. artık koşuda a almak yerine, c alıyordu. ve tabii, ağaç tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. kuş, uçmada çok başarılıydı; ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değildi. sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. bir süre sonra, toprak kazma notu hâlâ f olmasına rağmen, uçma notu c’ye düşmüştü. o da ağaca tırmanmakta çok zorlanıyordu.

sonuçta, sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekâlı yılan balığı oldu. ancak eğitimciler çok mutluydu çünkü herkes bütün dersleri görüyordu. ve buna “geniş tabanlı eğitim sistemi” dediler.”

İnsanları Sevmenin Tek Yolu’nda der ki;

“insanları sevmenin tek yolu vardır ve o da onları olduğu gibi sevmektir.
ve güzellik de buradadır: onları olduğu gibi sevdiğinde onlar değişirler.
sana göre değil; onlar kendi gerçeklerine göre değişirler.

onları sevdiğinde onlar dönüşüm yaşarlar. değişmezler, dönüşürler.
onlar yeni olurlar, onlar varlığın yeni yüksekliklerine erişirler.
ancak bu onların varlıklarında gerçekleşir ve bu onların kendi doğasına göre olur.

insanların doğal olmaları için yardım et,
insanlara özgür olmaları için yardım et,
insanlara kendileri olmaları için yardım et.
ve asla hiç kimseye güç uygulamaya, itip kakmaya ve hükmetmeye çalışma.
bunlar egonun yöntemleridir.”

Farkındalık’ta şöyle der;

“herkes kendi varlığından ve davranışlarından sorumludur
kesinlikle özgür olmayan bir dünyada, tamamen özgür yaşayabilirsin.
sadece tek bir şeyi hatırlaman gerekiyor; gören görülen değildir.

insanoğlu sanki şimdiki zamanda yaşıyormuş gibi görünür, ama bu sadece bir görüntüdür.
insanoğlu geçmişte yaşar. şimdiki zamandan geçer, ama kökleri geçmişte kalır.
şimdiki zaman, sıradan bilinç için gerçek zaman değildir.
sıradan bilinç için, geçmiş gerçek zaman olup, şimdiki zaman sadece geçmişten geleceğe bir geçiştir, sadece anlık bir geçiş.
geçmiş gerçektir ve gelecek de gerçektir, ama şimdiki zaman sıradan bilinç için gerçek değildir.
gelecek, eski geçmişten başka bir şey değildir. gelecek sürekli olarak planlanan geçmişten başka bir şey değildir.

şimdiki zaman sanki yokmuş gibi görünür.
şimdiki zamanı düşündüğünde, onu bulamazsın, çünkü bulduğun an geçmiş olacaktır.
bulamadığın andan bir an önce gelecekteydi. bir buda bilinci, uyanmış varlık için sadece şimdiki zaman vardır.
farkında olmayan, bir uyurgezer gibi uyuyan sıradan bilinçler için geçmiş ve gelecek gerçektir, şimdiki zaman gerçek değildir.
sadece uyandığın zaman şimdiki zaman gerçek olacaktır. geçmiş de gelecek de gerçek olmayacaktır.

bu neden böyledir? neden geçmişte yaşarsın? -çünkü zihin, geçmişin birikiminden başka bir şey değildir.
zihin hafızadır: geçmişte yaptığın herşey, düşlerinde gördüğün her şey, istediğin ve yapamadığın her şey, hayal ettiğin her şey senin zihnindir.

zihin, ölü bir kurumdur. zihin aracılığıyla baktığında, şimdiki zamanı asla bulamayacaksın,
çünkü şimdiki zaman hayattır ve hayata ölü bir aracı üzerinden yaklaşamazsın.
hayata ölü araçlarla asla yaklaşamazsın. hayata, ölüm aracılığıyla dokunamazsın.

zihin ölüdür. zihin sadece aynada toplanan toz gibidir.
ne kadar çok toz toplanırsa, ayna o denli az aynaya benzer.
ve toz tabakası çok kalınsa, tıpkı sende olduğu gibi, ayna artık hiçbir şeyi yansıtmaz.

herkes toz toplar. hatta sadece toplamakla kalmaz, ona sıkıca tutunursun ve bir hazine olduğunu düşünürsün.
geçmiş geçmiştir; neden hala tutunuyorsun?
onun hakkında artık hiçbir şey yapamazsın. geri gidemezsin, yaptıklarını geri alamazsın.
neden hala tutunuyorsun? geçmiş bir hazine değildir.
ama geçmişe tutunup, onun bir hazine olduğunu düşünürsen, zihnin onu gelecekte tabii ki tekrar tekrar yaşamak ister.

geleceğin, değiştirilmiş geçmişinden başka bir şey olamaz- biraz rafine edilmiş- biraz daha süslenmiş.
ama tıpkı geçmiş gibi olacaktır, çünkü zihnin bilinmeyen hakkında düşünemez.
zihnin sadece bilineni yansıtabilir, senin bildiklerini.”

One thought on “İnsanları Sevmenin Tek Yolu Vardır; Onları Olduğu Gibi Sevmek…

  1. Oysa hayat an (yaşadığın an) dır.
    Geçmiş, gelecek değil.
    Yaşam anda kurulur, planlama gelecek hedefleri gözetse de Planın yapıldığı anın ürünüdür. Geleceği planlamak bir başka rota için anda yeni bir hedef belirlemek değil mi zaten? İlk karşılaştığımda tamamen kontrolsüzlük gibi geldi Oshonun düşünceleri.
    Derinlemesine düşününce kontrolün kendisi anın (yaşanılan zaman parçasının) ürünü.
    Bütünlenmek, bir olmak, birleşmek, eksik
    parçanın tamamlanması gibi. Buradaki açmaz sende olmayanı (eksik olanı) bilemezsin; tamamlanmak için ona ihtiyacın var. Yargılama ise kendinde olanla değerlendirme gibi, Basit olarak birleştirirsek bilmediğin senin tamamlayıcın ve sen bunu sende olmadığı için uzaklaştırıyorsun. Kedi ve kuyruk yakalama oyunu gibi. Hareket çok ama sonuç……

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s