selinyetimoglu.com

PCC Profesyonel Kariyer Koçu & Kariyer Danışmanı, Ex-HR

Neden İngiltere’ye Taşındım? Burada Ne İş Yapacağım?

Yorum bırakın

Blogumun 9 yıllık tarihindeki en uzun ayrılığı yaşadık. İlk kez bu kadar uzun bir zamanı hiç yazmadan geçirdim. Aklım her ne kadar buralarda olsa, yüreğim hep yazmak istese de hayatın getirdikleri dolayısıyla bu sakinliğe erişip de yazacak zihne kavuşamadım. Şimdiyse işler biraz daha yoluna girdi ve oturup gelişmeleri anlatabilirim. 🙂

Bir vakittir becerilerimizi daha güçlü şekilde kullanabileceğimiz, kendimizi daha yoğun geliştirebileceğimiz, konfor alanımızı yerle bir edecek bir “gitme” hayali içindeydik. Gidilebilecek yerler, kurulan hayaller hep değişse de yeni bir ülke, yeni bir coğrafya, yeni bir dil, yepyeni zorluklar hep merkezde oldu. Sonunda da ülkeye karar verdik ve yolumuzun İngiltere’ye çıkması için Ankara Anlaşması aracılığıyla hazırlıklarımızı yaptık. Daha önce 2 kez geldiğimiz ve her defasında insanının nezaketine, yeşilinin tonuna, eğitim-gelişim olanaklarının ve tiyatro-müzikal kültürünün çeşidine hayran kaldığımız Londra’ya yerleşmenin hayalini detaylandırdık. Birkaç aylık bir hazırlık sürecinin ardından artık burada, Londra’dayız.

FunOfis’in yolun sonuna geldiğini daha önce duyurmuştum. Bir marka biter yenisi başlar elbette. FunOfis benim ilk markam, ilk göz ağrım, ilk bebeğimdi. Şimdi daha güçlü, daha odaklı, daha profesyonel bir marka olan Coach the Professional Ltd ile yola çıktım. FunOfis tam bir ekip işiydi, Coach the Professional Ltd ise -şimdilik- yalnızca benim becerilerim üzerinden ilerleyen bir formatta. Tamamen kariyer koçluğu ve danışmanlık ile var olan, İngiltere’de kayıtlı bir limited şirket. İngiltere’de kayıtlı evet, hizmetler ise online’dan aldığım güçle tüm dünyada. 🙂 Pandemi öncesinde de Avustralya’dan Kanada’ya, İngiltere’den Almanya’ya pek çok ülkeden danışanlarımla çalışıyordum. Pandemiyle birlikte tamamen online’a taşındım. Dolayısıyla Türkiye’deki danışanlarımla çalışmalarıma da aynen devam edebileceğim.

İngiltere’ye önceki gelişlerimiz eğitim veya turistik amaçlıydı. Bu kez kalıcı olarak geldiğimi bilmek sokakta yürürken etrafa farklı bir gözle bakmama sebep oluyor. Burada 1,5 ayı tamamladıktan sonra diyebilirim ki, henüz hiçbir pişmanlık yaşamadım. En çok da nerede olursam olayım en fazla 5 dakika yürüyerek ulaşabileceğim bir park olması, o parkta fıtı fıtı koşturan sincapların bulunması, en kalabalık şehrinde bile yaşasam oksijeni bol bol içime çekebilmem beni cezbediyor. Greenwich’te, zamanın başladığı yerde oturuyoruz. Her şeye sıfırdan başlamak zaman zaman endişe verici olsa da zamanın başladığı bu yerde, yepyeni bir şeyler üretecek olmanın heyecanıyla güne uyanmak motivasyonum oluyor. Yenilikler korkutucudur bazen, ancak güzelliklerin çoğu da yenilikler sayesinde karışır hayatımıza. Her gün aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyemeyeceğimiz gibi, her gün aynı yollardan yürüyüp aynı kişilerle bir arada olarak da farklı gelişmeler ortaya koyamayız. Konfor alanı çok tatlı, ah o kadar tatlı ki kendini o alanın kucağına bırakıp koca bir ömrü yumuşacık pamuklar içinde geçirebilir insan. Lakin benim en büyük korkum, ne zaman biteceğini hiç bilemediğimiz ömrüm bittiğinde geriye dönüp baktığımda o pamukların güvenli ortamında heba edilmiş risksiz ve keyifsiz bir yaşam görmek.

Herkesin motivasyonu, korkusu, yaşam amacı, değerleri, beklentileri ve hayalleri bambaşka. Ben bu blogda yazdığım yüzlerce yazıda hep son derece açık oldum, bu kez de saklamayacağım. Benim de hayallerim kadar korkularım var. Ancak korkularımın değil heyecanın ve sevdiğim şeylerin ışığında bulmaya çalışıyorum yolumu. Yepyeni ve yabancı bir ülkede yaşamak, bir ülkede “yabancı” olmak, anadilinin dışında kendini ifade ederken hep biraz eksik kalmak her an ürkütüyor. Ürküttüğü kadar da heyecanımı diri tutmamı sağlıyor. 33 yaşındayım, konfor alanımın ve kariyerimin zirvesinde her şeyi elimin tersiyle itip yepyeni bir okyanusa atlayıp yüzmeye çalışmak için belki çok erken belki çok geç bir yaştayım. Yine de denemek için buradayım ve hayatın getireceği her şeyi de karşılamaya hazır olduğumu düşünerek günlerimin ve zorluklarımın tadını çıkarıyorum. İşte bu yüzden de bundan böyle adresim İngiltere… 🙂

Yaptığım ve yapabildiğim birkaç farklı iş alanı hatta meslek var. Her birinin sevdiğim tarafları var. Burada kahkaha yogasını da yapabilirim mesela, zaten o işin eğitimini de burada Londra’da almıştım. Bugüne dek hep çok sayıda altın bilezik edinmenin öneminden bahsedip durdum. Zamanı geldiğinde seçim şansı tanır size o altın bilezikler. Mecburiyetlerinizi azaltır, sizin kendinizi en iyi hissettiğiniz yerde durmanıza yardım eder. Ben de yaptığım ve yapabileceğim tüm o işlere baktığımda görüyorum ki en çok birebir kariyer koçluklarında ve danışmanlık görüşmelerinden keyif alıyor, kendimi en çok orada faydalı hissedebiliyorum. Birilerinin günün en büyük kısmını yaparken geçirdiği meslekleriyle ilgili doğru adımlar atmalarına yardımcı olabilmek, benim en anlamlı bulduğum işim. Bu nedenle hayatımın bundan sonraki belirli bir kısmı için tam odaklanabileceğim iş olarak kariyer koçluğunu seçtim. Yoga, nefes, İK, işe alım vb işler her daim kalbimde. 🙂

Bu yazıyı, diğer hepsi gibi hem biraz kendimden haberleri paylaşmak hem de ilham olması açısından bu kadar detaylı yazdım. Kelimelerimden bir tanesi, yolunuzda en ufak bir ışık yakabilirse ne mutlu bana.

Sevgiler…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s