selinyetimoglu.com

PCC Profesyonel Kariyer Koçu & Kariyer Danışmanı, Ex-HR


Yorum bırakın

Takım Çalışmasında Başarıyı Yakalamak

1950’lerde Amerika’nın en zengini olarak gösterilen sanayici Paul Getty başarısının sırrını şu sözlerle özetlemiş: “1 kişinin %100 çabasındansa 100 kişinin %1 çabasını tercih ederim.”

Hemen hemen tüm iş ilanlarında yetkinlik kısmında yer alan “Takım içinde çalışabilen” ibaresi, şirketlerin her sene düzenlediği yemeklerde yapılan konuşmalarda sıkça geçen “Bu sene çok iyi bir takımdık” sözleri, kurumlarda düzenlenen “Ekip Çalışması” eğitimleri boşuna değil aslında. Günümüzün bencil düşüncesiyle “var olma” çabasına ve özellikle Y kuşağının bireyselliğine rağmen takım çalışmalarını başarıyla sürdürebilen, bir arada varolabilen ekipler yaratabilen kurumlar verimliliği ve başarıyı kısa sürede yakalayabiliyor. Bireysellik ile artan rekabet ve kişisel çıkarların takım kazançlarının önüne geçmesi sonucu takım çalışması yapmak bir hayli zorlaşmış olsa da, gerçek başarıya ulaşabilmek için kişilerin her şeyden önce hırslarından, tutkularından ve koltuk sevdalarından arınmış olmaları gerekiyor.

Evet kurum içinde takımlar oluşturmak iyi güzel de, ekip içi dinamikleri göz önünde bulundurarak “iyi takımlar” oluşturabilmek de bir o kadar önemli ve gerekli. Henry Ford’un dediği gibi “Bir araya gelmek bir başlangıç, beraberliği sürdürmek bir ilerleme, beraber çalışmak ise başarıdır.” Yani olay takım olmakta, bir masanın etrafına toplanmış bir grup olarak birlikte iş yapmakta değil, birlikteyken üretken olmakta, birbirinin açığını kapatabilmek, eksikliklerini tamamlayabilmekte. “Ben” değil “biz” diyebilecek, başarıyı da başarısızlığı da eşitçe sahiplenebilecek, başarıya giden yolda birlikteliği paylaşabilecek rüya takımı oluşturmak elbette kolay değil. Ancak oluşturabilen kurumlar çok şey kazanıyor. İyi bir takımın üyelerinde motivasyon artar, yaratcılık gelişir, üretim hızlanır, karlılık artar, büyüme gerçekleşir, marka değeri yükselir, çalışan memnuniyeti artar ve problemlere profesyonelce çözümler üretilir.

Tüm bu gelişimleri sağlayacak “o takım”ı yaratmak hiç kolay değil. Takımı oluşturmadan önce üyelerin özellikleri incelenip belirlenmelidir. İlk bakışta birbirine benzeyen kişilerin daha iyi anlaşıp daha iyi çıkarabileceği düşünülse de aynı profildeki kişilerdense farklı düşünce ve bakış açılarına sahip kişilerden oluşan bir ekip kurmak başarıyı hızlandıracaktır. Takımlar oluşturulduktan sonra görev dağılımı da kişilerin yetkinliklerine ve beklentilerine uygun olarak gerçekleştirilmeli. Takım lideri yönetim tarafından atanabilir, takımın kendi liderini belirlemesi önerilebilir veya takımın doğal liderinin ortaya çıkması beklenebilir. Burada yönetime düşen, liderin diğer ekip üyelerine eşit yaklaştığından emin olmak için uzaktan da olsa kontrol altında tutulmasıdır.

Rüya takımı yarattıktan sonra bile her şeyin üstün başarıyla sonuçlanmasını beklememek gerekir elbette. Çalıştığım şirkette sıkça kullanılan bir örnek var: Bir kadın bir bebeği 9 ayda doğuruyor diye 9 kadın 1 bebeği 1 ayda doğuracak değil. İmkansızı beklemeden yapılabilir sonuçlar beklenmeli ekipten, aksi durumda motivasyon artırmak istenirken düşürülür ve başarıya da ulaşılamadan gereksiz vakit kaybedilmiş olur.