Eski Yunan’da Aristo ve Eflatun ismindeki filozofların “Ayak takımının yönetimi de olur muymuş” şeklindeki yaklaşımlarından bu yana çok sular aktı, çok gelişmeler oldu. Bugün, bir kısmı özde değil sözde de olsa, birçok devletin yönetim şekli demokrasidir.
“Demokrasi iyi bir yönetim şekli değildir, sadece var olanlar arasında en iyisidir” söylevleri, “Demokrasi amaç değil araçtır” diyen müstakbel başbakanlar bir yana dursun, benim inandığım demokrasi tanımı bir toplulukta yer alan herkesin eşit derecede söz hakkına sahip olması durumudur. Bu tanımın içeriğine göre de seçme hakkına sahip olan bu eşit oy sahiplerinin önüne seçenekler sunulur, “Bak kardeşim bunu seçersen şu olur, şunu seçersen bu olur” diye tarafsızca açıklama yapan “akil adam/adamlar” vardır, tercihen oy verme işlemi gizlilik içinde yapılır, oy sayma işlemi güvenilir-tarafsız kişiler tarafından yapılır, yine tercihe göre oy birliği mi oy çokluğu mu baz alınacak karar verilir ve seçim yapılır. Sonuçlar açıklanınca da mızıkçılık yapılmaz, yeniden müzakere edilmez. Bu durum özel kurumlar olan şirketler için de geçerlidir. Çalışanları şirkete ve işveren markasına bağlamanın, mutlu, motive ve bağlı çalışanlar yaratmanın yollarından biri de tüm şirketi ilgilendiren kararlarda o şirketin birer parçası olan çalışanlara da söz hakkı tanımaktır, “Demokratik İşyeri” ortamı sağlamaktır.
Elbette demokratik işyeri olacağız diye önemli önemsiz her şeyi çalışanlara sormaktan, “bilmemkim bey’in şirketi ile birleşelim mi” gibi önemli veya “tuvalette yerdeki karolar ne renk olsun” gibi önemsiz her konuyu seçime götürmekten bahsetmiyorum. Ancak direkt çalışanlar için var olan yan haklar örneğin, güzel bir demokrasi yolu olabilir, neticede kimse 2 ayda Demokratik İşyeri ortamı oluşturulmasını beklemiyor. Diyelim ki, çalışanlara yemek kartı verilmesi gibi bir uygulamaya geçmeyi düşünüyorsunuz. Yemek kartı veren firmaları araştırdınız ve her iki yemek kartı firmasının da maliyeti aynı. O halde yazı tura atarak karar vermek yerine bu kararı çalışanlara bırakabilirsiniz. Bir anket düzenleyebilir ve çalışanların kendileri için hangisinin daha uygun olacağını, hangisinin yakın çevrelerinde daha geçerli olan yemek kartı olduğunu öğrenmeleri için zaman tanıyabilirsiniz. Sonuçta kendilerini doğrudan etkileyecek bu kararın kendileri tarafından verilmiş olması, en azından fikirlerinin alınmış olması olumlu bir etki yaratacaktır, aynı zamanda Demokratik İşyeri hissi de yavaş yavaş oluşmaya başlayacaktır. Özetle, demokrasi sadece bir devlet yönetim biçimi değildir. Her türlü organizasyonda var olan bireyler arasında eşitliği sağlayan, tepeden inme yöneticilik anlayışını ortadan bir nebze de olsa kaldıran yönetim sistemidir. Kurumlar da kendi içlerinde endüstriyel demokrasi anlayışını benimseyerek çalışan markası değerlerine ve demokratik işyeri uygulamalarına katkıda bulunabilirler.