Devir değişti, Çelik değişeli uzun zaman oldu, peki değişim bitti mi, zaman durdu mu? Elbette hayır.
Değişim her gün daha hızlı, devir daim her geçen gün daha yüksek. Hayatın devir daimi, teknolojinin, toplumun, çalışma yöntemlerinin, bakış açılarının, yediğimiz içtiğimiz her şeyin devir daimi gittikçe artıyor. Birey olarak, kurum olarak, toplum olarak, evren olarak biz bu değişimin neresinde duruyoruz? Hiç soruyor musunuz kendinize? Değişimin içinde sürükleniyor, ayak uydurmaya mı çalışıyorum, yoksa değişim benim parmaklarımın ucunda ve onu ben mi yönetiyorum?
Koçluk desteği için gelen başvuruların önemli bir kısmında dikkatimi çeken bir şey var. Çoğumuzun dünyasında bir değişim var, küçük veya büyük. Kimisi, aldığı terfi ve yeni unvan sebebiyle ne yapacağını bilemiyor, kimi doğmak üzere olan bebeğinin hayatını “çok” değiştirmesinden ürküyor, kimi iş değiştirmek istiyor ama değişimin getireceği belirsizlikten kaçmak için bir türlü o ilk adımı atamıyor.
Bir tarafta değişim bu kadar ürkütücü, bu kadar “öcü” ve bu kadar kaçılması gereken bir kavramken, diğer tarafta değişimi önceden görüp ona göre aksiyon alan, kendini ve ortamını hazırlayan, değişim kapıyı çaldığında usulca açıp içeri buyur eden liderler var. Vizyoner olmak bu yüzden kıymetli; öngörülü olmak, proaktif yaklaşmak… Çünkü o kapı muhakkak çalacak. O gün geldiğinde panikle kapının arkasına evde ne kadar ağır mobilya varsa dizip değişimden kaçma çabasına mı gireceksiniz? Yoksa 2 dakika önce bakkala ekmek almaya giden çocuğunuzun geri dönüşünü beklediğiniz gibi, kapı çalınca kendinizden emin mi hareket edeceksiniz?
Değişim yönetimi mühim bir mevzu. Bireysel olarak yaşadığınız her değişim, büyük resimdeki dönüşümünüzün ufak bir parçası. Kurumsal olaraksa, dünyadaki ve sektördeki gelişmeleri takip edip, eksiklikleri, ihtiyaçları, zorlukları ve gündemi önceden tahmin edip şirketi hazırlamak, sizi lider yapar.
Renault’nun kendi sektöründeki değişimlerin lider ruhunu taşıdığını görmem, Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar’ın, biz İK Bloggerlarını davet ettiği toplantı sayesinde oldu. Bir cumartesi günü, Levent Avantgarde Otel’de keyifli bir öğle yemeği esnasında kurum vizyonundan ve bu vizyon dahilinde hayata geçirdikleri Renault Akademi’den bahsettiler.
Satış şirketiyseniz ve soğuk satış yapıyorsanız, yani satışı bayileriniz aracılığıyla yapıyorsanız, bayilerinizin vitrin tasarımından, telefonları karşılama biçimine kadar pek çok detay, markanızın kullanıcıda yarattığı algıyı doğrudan etkiler. Bunu Intema’da çalıştığım süre içinde yakinen tecrübe ettim.
Renault da bu durumun farkına varıp stratejik bir aksiyon alarak akademisini kurmuş. Bilgi Üniversitesi Yönetici Gelişim Merkezi ile yaptıkları iş birliği sonucunda, yetkili satıcılarının gelecekteki patronlarına özel bir MBA programı tasarlamış.
Yani her biri özgün kültüre sahip aile şirketlerinin ikinci nesil yöneticileri için 9 ay süren ve 6 modülden oluşan bir master programı… Babalarının yerini aldıklarında, onların engin tecrübelerine ek olarak, günün değişen vizyonuna da hakim olsunlar diye hem akademik hem yönetimsel bakış açıları kazandırmak için. Her dönem en fazla 10 öğrenci alan bu programın içeriğinde Finansal Analiz’den Değişen Dünya Dinamikleri dersine kadar pek çok modül var. Bilgi Üniversitesi’nden İpek Yüksel’in dediğine göre, Psikolog hocalar eşliğinde yapılan ilk modüllerden biri duygusal zeka ve kendini tanıma üzerineymiş.
Otomotiv sektörü için yetkili satıcı her şey demektir. Ve Renault, yetkili satıcılarını geleceğe hazırlamak için böylesine önemli bir yatırım yapan ilk şirket olma özelliğine de sahip.
Programdan yeni mezun olmuş 2 katılımcı da bizimleydi ve hem MBA programındaki modülleri hem de yaptıkları projeleri öyle güzel anlattılar ki, karşıma çıkan ilk Renault bayisine girip, patronu bulup “Size baba diyebilir miyim?” diyesim geldi. 😉
23 Şubat 2015, 10:07
Selin Hanım paylaşım için çok teşekkür ederim. Başarılarınızın devamı dileklerimle .
Kaan KORKMAZ
24 Şubat 2015, 18:52
Yazılarınızı her zaman takip ediyorum ama daha ayrıntılı ve bilgi verici bir yazı olabilirdi.
Geri bildirim: İK Bloggerlar Renault Akademi Buluşmasındaydı | Gökhan Yılmaz