selinyetimoglu.com

PCC Profesyonel Kariyer Koçu & Kariyer Danışmanı, Ex-HR

Kahkaha Yogası: “Gülmek için komik bir şey olmasını beklememe sanatı”

Yorum bırakın

Bir önceki yazımda kahkaha yogası nedir, ne değildir, ne işe yarar ve bilim bize bu konuda neler anlatıyor gibi konularda upuzun bir yazı paylaşmıştım. Bu kez, “kendi hayatınızda kahkahayı nasıl artırabilirsiniz?” sorusuna yanıt vereceğim dilim döndüğünce.

  • Öncelikle günlük rutininize ekleyin. Örneğin, her gün kendinize bir 5 dakika kahkaha molası verin. Ben bunu sabahları, rutin nefes egzersizimin arasında yapmayı seviyorum. Böylece gün boyu daha enerjik ve neşeli olabiliyorum. Sadece kahkaha atın. Bu işin doğrusu yanlışı yok. Güldüğünüz sürece faydasını göreceksiniz. İsterseniz Yeşilçam filmlerindeki kötü adam gibi gülün, isterseniz “kikirik” bir kız çocuğu gibi, size kalmış. Başka bir tavsiyem de duşta kahkaha atmayı denemeniz. Duşta şarkı söyleyenlere duşta kahkaha atanlar olarak meydan okuyalım. Akustik nedeniyle eğlencesi de artıyor. 🙂
  • Bir hata yaptığınızda kendinize gülün. Kendinize kızmak yerine kendinize gülmeyi alışkanlık haline getirin. Benim gibi sakar biriyseniz, elinizdekini her yere düşürüşünüzde veya elinizi bir yere çarptığınızda gülün. Milton Berk, “Gülmek, tatil gibidir.” der, her fırsatta çıkın o tatile.
  • Her gördüğünüzde gülümseyeceğiniz bir işaret bulun. Küçükken tavana yapıştırdığımız fosforlu yıldızlar veya gülen yüz sticker’ları gibi bir şey olabilir. Evde, iş yerinde, arabada bir yerlere yapıştırın ve her gördüğünüzde gülümseyin. Hemen olmayacak biliyorum ama 4-6 hafta içinde alışkanlık oturacak. İngiliz Diş Sağlığı Birliği’nin yaptığı bir araştırmaya göre, gülümsemek ve 2000 tane çikolata yemek beyinde aynı uyarana neden oluyormuş. (Diş Hekimleri, dişlerimizi çürütmeyelim diye uydurmuş olabilir. Eğer uydurmadılarsa bu araştırmadaki deneğin yerinde olmayı çok isterdim. J )
  • Çocuğunuz varsa arabada giderken kahkaha oyunları oynayın. Örneğin, yolda yeşil bir araba gören ilk kişi kahkaha atsın. Birinin kahkaha atması diğer kişi/kişileri de etkiler bilirsiniz. Birisi güldüğünde otomatikman güleriz. Cem Yılmaz’ın Fundamentals’ını evde yalnız izlediğimizde 5 birim gülüyorsak, başkalarıyla aynı ortamda izlediğimizde 30 birim güleriz. Bunun nedeni ayna nöronlarımızdır. Hatta bazı araştırmalara göre, empati kurma becerisi yüksek kişilerin beyni otomatik olarak daha fazla yönlendiriyor. Bu nedenle empatik kişiler kahkaha yogasında daha fazla eğlenirler. Ayna nöronların yarattığı kahkaha akımına 1962’de Tanzanya’daki bir grup kız öğrenci de yakalanmış. Raporlara göre o gün birkaç kişi arasında başlayan gülme krizi yaklaşık 1000 kişiye bulaşmış. Şahane değil mi! 🙂
  • Bana katılın. Bugünden itibaren 60 gün boyunca her gün Twitter’da kahkaha konusunda bir paylaşım yapacağım ve bunu yaparken kimse görmese duymasa bile bir kahkaha atacağım. #60gunkahkaha hashtag’i ile yapacağım bu paylaşımlarda bazen kahkahayla ilgili bir bilgi olacak, bazen bir öneri, bazen bir makale, bazen de bir TED konuşması. Ortak payda kahkaha. Tamamen farkındalık yaratmak niyetiyle tasarladığım bu projedeki hayalim #100mutlugun projesinde olduğu gibi zamanla tanıdık tanımadık pek çok kişinin de bana katılması ve kendi paylaşımlarını yapmaları, bunu yaparken bir kahkaha attıklarını bilmek olacak. Bunu tasarlamamın en önemli tetikleyicilerinden biri ülkede bize gülmeyi unutturan tüm bu gündem yoğunluğu. Londra’da katıldığım eğitimde, benden başka Türk yoktu ve eğitimin ilk dakikalarında kendimi tanıttıktan hemen sonra yanımda oturan İngiliz bir kadın “kahkaha atmak için çok yanlış bir ülke” diye fısıldadı bir yanındakine. Açıkçası bunu duymak beni üzdü. Öyle milliyetçi bir tarafım yok, ondan değildi üzüntüm. Zaten sonra bunu söyleyen kişiyle çok da iyi arkadaş olduk. 🙂 Sadece istiyorum ki, kahkaha atmak için yanlış bir coğrafyada olmadığımıza inanalım, gülmek için hayatın dört dörtlük olmasını beklersek o hayatın hiçbir zaman gelmeyebileceğini bilelim ve şimdi, tam olarak şu anda fırsatımız varken, dişlerimiz hala ağzımızdayken gülelim.

“Gülmek için mutlu olmayı beklemeyin. Belki de gülmeden ölürsünüz.”

Victor Hugo

Yorum bırakın