“Aslında her insan dahidir. Ancak siz kalkıp bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirecektir.” Çoğumuzun “dahi, deha” gibi sözcükleri duyunca aklımıza gelen Einstein’a ait olan bu söz aslında yetenek yönetimi konusuna dair pek çok şey anlatıyor.
Daha ilkokuldan itibaren bizlere öğrenmemiz gereken bilgiler ve aslında bize göre olmayan dersler dayatılıyor. Yıllarca tüm çocuklara yetenekleri göz ardı edilerek aynı kitaplar okutulup aynı yöntemler uygulanıyor. Yetenek yönetimi konusunda bir dahi olan Mehmet Kocabaş‘ın bir sözü var bununla ilgili: “Eşit olmayan kişilere eşit davranmak en büyük eşitsizliktir.”
Her bireyin yeteneği, eğilimi farklıdır. Kimi el sanatlarında çok başarılıyken kimi matematik konusunda canavar gibidir. Ancak var olan eğitim sistemi tüm çocukları eşit varsayarak dünyanın en iyi keman virtüözü olma potansiyeline sahip çocukları analitik geometri uzmanı yapmaya çalışıyor. En verimli zamanlarını çalarak yetenekleri öldürüyor.
Var olan düzende maddi durumu çok iyi olan bir ailede yetişmeyen her çocuk “eşitlik” mağduru oluyor. Bilinçli ve refah düzeyi yüksek ailelere sahip çocuklar tenis kortundan drama dersine koşarak asıl yeteneğini keşfetmeye çalışırken sadece okuyarak büyük adam olabileceğine inanılan çocuklar integral işlemleriyle uğraşmaya devam ediyorlar. Ondan sonra matematikte başarısız olanların zeka düzeyinden şüphe ediliyor ve kaportacıda çırak olmak üzere okuldan alınıyorlar. Oysa ki, asıl tenis kortlarında tozu dumana katacak yeteneğe sahip olan belki de oydu.
“Yetenek doğuştan mı gelir, sonradan mı kazanılır” tartışmalarında hep doğuştanlığı savunan tarafta olmuşumdur. Elbette geliştirmek için pratik gereklidir ama örneğin kimse benden herhangi bir müzik aleti çalmamı beklememeli. Denedim olmuyor, zorlamaya gerek yok, belli ki yeteneğim yok enstrümanlara. Önemli olan bunu fark ettikten sonra diğer alanlara yönelebilmek.
Aynı şey kurumlarda da geçerli. Yetenek yönetimi işe alımla başlamalı. Var olan düzendeyse ne yazık ki belirli yetenekler kişilere dayatılmaya çalışılıyor. Oysa ki asıl olması gereken, tüm pozisyonlar ve işler için gerekli yeteneği belirleyip o yeteneğe gerçekten sahip olan kişileri bulmaya çalışmaktır. Geçmiş iş tecrübeleri çok iyi olduğu, okullardan hep dereceyle mezun olduğu için işe aldığınız “balığa” ağaca tırmanma işi verirseniz o balık o ağaca tırmanamayınca hem o mutsuz olur hem onu işe alan, hem de çalışma arkadaşları…