ICF her yıl farklı bir ülkede düzenlediği Global konferansını 2014’te İsveç Malmö’de düzenledi. Türkiye’deki ICF üyeleri arasından Malmö’ye gitme fırsatı olan koçlar, hem izlenimlerini hem öğrendiklerini paylaşmak üzere üyelerle bu ayın “ICF akşam kahvesi” etkinliğinde buluştu.
Konferanstan benim en çok ilgimi çeken ve not alabildiğim noktaları burada yazarak ölümsüzleştirmek istedim. 🙂
Google’ın Koçluk ve Liderlik Direktörü ve aynı zamanda Psikolog ve Yönetici Koçu olan David Peterson’a göre, liderlere çalkantılı zamanlarda nasıl koçluk yapabileceklerini öğretmek gerekiyor. Çünkü artık VUCA bir ortam var.
(VUCA mı? VUCA da nedir?)
Volatile (dönek)
Uncertain (değişken)
Complex (karmaşık)
Ambiguous (muğlak)
Bu yüzden teknolojinin de katkılarıyla bu kadar hızla değişen ve bir günün bir öncekinden ve bir sonrakinden böylesine farklı yaşandığı bu çağda, şirket yöneticileri ve liderler de eski alışkanlıklarını değiştirmeli.
Kısa dönemli değil, uzun dönemli kara odaklanarak karar alınmalı.
Değişen bu ortamda, öğrenme güçlüğü çekildiği kabul edilmeli ve öğrenme yöntemleri ona göre revize edilmeli.
Bu güçlüğün farklı sebepleri var, öncelikle bunları görmek gerekir:
– Çoğumuzda geçmişten gelen bir onaylama ön yargısı var. Kendi doğrularımıza göre yargılamak artık çoğu zaman işleri zorlaştıran bir alışkanlık.
-2-3 örnek gördüğümüzde hemen genelleme yapmaya eğilimliyiz. Oysaki, söz konusu insansa, genellemek çoğu zaman kişisel farklılıkları göz ardı etmemize sebep olur.
Tüm bu sebeplerden dolayı koçlar ve hatta liderler zor zamanlarda çeşitliliğe karşı daha çevik ve hızlı şekilde adapte olabilmeli.
Sürekli duyduğumuz ve cümle içinde kullanan sayısının her geçen gün arttığı “farkındalık”, doğru kullanıldığı zaman içi çok dolu ve anlamlı bir sözcük aslında. Farkında olmak demek; anda kalmak, bilinçli olmak ve yargılamadan yaklaşmak anlamına gelir.
Bu yüzden Peterson’ın önerisi; kendimize birer Yansıma Ajandası oluşturmamız ve her gün, her ay, her yıl kendimizi farkında olmaya yöneltecek alıştırmalar yapmamız yönünde.
Konferansta paylaştıklarıyla ilgi çekici bir başka koçsa, aynı zamanda Pozitif Psikoloji Uzmanı olan Margaret Greenberg.
“Profit from the positive” isimli kitabında 30 pratik koçluk aracından bahseden Greenberg, pozitif psikolojinin sanıldığı gibi “ay hadi olumlu olalım evrene olumlu mesaj verelim” olmadığını, güçlü yönlere odaklanarak kişisel gelişimi desteklediğini anlatıyor.
Çünkü güçlü yönler yerine zayıf (“geliştirilmesi gereken”) yönlere odaklanırsanız hata payını azaltırsınız. Evet, bu iyi bir şey. 🙂 Ama daha da iyisi güçlü yönlere odaklanmak, çünkü ancak bu şekilde mükemmelliğe ulaşabiliriz.
Bir konuda nasıl başarılı olduğumuzu anlayabilirsek, o konuda nasıl çok daha iyi olacağımızın yolunu da bulabiliriz. Örneğin 30 yıllık evliliğinde sorunlar yaşayan bir danışanla şunu konuşmalısınız: “30 yıldır ne yaptın da bu evliliği sürdürebildin?”
“Why do you succeed?”
Aslında kulağa olumsuz veya “dalga mı geçiyorsun benimle?” dedirtecek bir soru gibi geliyor. Ama özellikle bizim kültürümüzde hep başarısızlığa odaklanmak “normal”ken, pozitif psikolojiye radikal bir geçiş yapmak oldukça zor olabilir. Çocukken, 100 üzerinden 95 alıp da ailesi tarafından “neden 100 almadın?” diye sorgulanmayan küçük bir azınlık varsa onları tenzih ediyorum. 🙂
Bu titrek fotoğraftaki tablo, iki farklı zihniyetin tablosu. “Ben uzmanım” demek yerine “Öğrenmeye devam ediyorum” demek gerektiğini savunuyor Margaret Greenberg. Çünkü ancak yetersizliğimizden çekinmemeyi öğrenirsek, mücadeleye kolaylıkla girebiliriz. Uzman, hata yaptığında savunmaya geçer, öğrenen kişiyse hatasından ders çıkarmaya çalışır.
Aynen Mark Twain’in şu sözünde olduğu gibi;
“Başarı için iki şeye ihtiyaç vardır:
Cehalet ve kendine güven”
Öyleyse kendimize soracağımız soru şu olmalı: “Öğrenmeye devam eden kişinin zihniyetiyle olaylara yaklaşmak için kendimi nasıl yönlendirebilirim?”
Son zamanlarda yaşadığınız bir hatayı düşünün ve oradaki yaklaşımınızı bu zihniyetler tablosuna göre yeniden değerlendirin.
Sürekli gelişimin en güzel göstergesidir, dün yaptığımız bir hatayı bugün tekrar etmemek… 😉
02 Şubat 2015, 08:13
Emeğinize sağlık Selin Hanım,
Demişler ya Bugün ki aklım olsaydı dün yaptıklarımı yapmazdım
Ama Dünkü yaptiklarimi yapmasaydim Bugunki aklım olmazdı.
Saygılarımla
Kaan KORKMAZ
22 Mart 2015, 16:32
Teşekkürler efendim. zihninize ufkunuza ve geleceğiniz sağlık dileklerimle, aydınlıklarla