13 Ekim’de Indense Danışmanlık tarafından gerçekleştirilen İK Koçluğu Workshop’unda, birbirinden değerli uzmanlar “İK koçvari yaklaşımı nasıl benimser?”, “Koçluk İK’ya ne katar?”, “İç müşteriye koçvari yöntemlerle yaklaşmanın artıları nelerdir?” gibi yüzlerce soruya yanıt vermek üzere bizlerleydi.
Konuşulanları aktarmaya başlamadan önce, sıcacık yaklaşımları için başta Didem Özalp olmak üzere Indense Danışmanlık ailesine bir kez de buradan teşekkür etmek isterim. İlk kez Kurumsal Akademiler Zirvesi‘nde bir araya gelme fırsatı bulduğum Indense, yine dopdolu bir içerik hazırlamış.
Aylardır üzerinde çalıştığımız kurum içi koçluk sürecini bir süre önce Eczacıbaşı Sağlık Hizmetleri’nde başlattık. İç koç olmak ve içeride koçluk sayesinde fayda sağlayabilmek şahane bir hismiş, fakat hiç kolay olmadığını da söylemek gerek. Workshop’ta benim dışımda tüm katılımcılar, koçlukla ilgili herhangi bir spesifik eğitim almamış ancak koçluğu şirketlerine dahil etme arzusunda olan İK’cılardı. Bu yüzden bir yandan onlar koçluk tanımını ve yöntemlerini, tabir-i caizse “hayranlıkla” izlerken bir yandan da kurum içi koçluk sistemlerinin avantajlarını ve zorluklarını konuştuk.
27 yıllık İK Yöneticiliği tecrübesiyle Dr. Habibe Akşit, İK’nın güvenli duruş sergilemesi gerektiğiyle giriş yaptı. Kendine güvenen ve güven uyandıran bir İK yaklaşımı için, öncelikle İK’cıların bireysel olarak güvenli duruş sergilemeleri, kendilerine güvenmeleri ve güven uyandırmaları gerekiyor.
Nasıl koç, danışanının işinin ayrıntılarını bilmeden de koçluk yapabiliyorsa, İK da diğer departmanların işini bilmek zorunda değil. Koç, sorumluluk almaz; verir. Bu yüzden İK Koçluğu da sorumluluk kazandırmaya yönelmeli.
Koçlukta kullanılan güçlü soruları, İK, kurumsal hale getirerek sorarsa İK koçluğu için doğru adımı atmış olur.
Bu noktada en önemlisi, koçlukta kullandığımız “Zannetme, farz etme, sor!” yaklaşımını benimseyebilmek. Ancak bu şekilde, İK’ya gelen konuları, öfkeli çalışanları, adayları ve yönetim ekibini düşünmeye sevk edebiliriz. Herkes İK’ya dert anlatmaya geliyor. Çoğu zaman onların da zihinleri karışık oluyor. Sorular yönelterek zihinlerini netleştirmelerini sağlamak gerekir. Koçluk yapamıyorsak bile, koçvari bir yaklaşım sergilemeli, sebepleri sonuçları tahmin etmeye çalışmadan sorarak doğrusunu öğrenmeye çabalamalıyız.
İç müşteriler çok öfkeli bir şekilde gelirse, onlara koçluk yapmak zordur. Güvenli duruş bu noktada doğru bir yöntem olabilir.
Ford Otosan İK Direktörü Nursel Ölmez Ateş, paylaşımına “Değerler, ruhun ayak izleridir” diyerek başladı. İK, koçluk yöntemiyle çalışanların kendilerine dair daha gerçekçi bir farkındalık yaratmasını ve değerlerini bulmalarını sağlayabilir. İç eleştirmeni tarafından sürekli alıkonulan kişilere koçluk yapmak çok ciddi değişimlere ortam sağlayabilir.
İç koçluk sürecinde, koçluk alacak danışanda olması gereken en temel 3 özellik şunlardır:
- İsteklilik
- Özsorumluluk
- Eyleme geçme ve değişime açıklık
İç müşterilerle ilişkide Yargılayan (tepki veren, otomatik, peşin hükümlü, katı, saldırgan, kusur bulan, yalnızca kendi bakış açısıyla yaklaşan) zihniyet yerine Öğrenen (diyalog kuran, esnek) zihniyet, uzun vadede çalışan memnuniyetini getirecektir.
Koç grubu’nda iç koçluk sistemi, farklı kuruluşlardaki koçların farklı Koç kuruluşlarındaki çalışanlara koçluk yapacağı şekilde düzenlenmiş.
ATU Duty Free İK Direktörü Zeynep Derya Levent, bir şeye başlarken mutlaka “Benim niyetim ne?” diye düşünmemiz gerektiğini söylüyor. Bu şekilde, zihniniz verdiği cevabın gerçek olması için daha fazla çabalayacak ve bu da amaca ulaşmanızı kolaylaştıracak.
Zeynep Hanım’ın kendi ekibindekilere yaptığı koçluk seansları esnasında edindiği bir bilgiyi humanist duygularıyla kullandığı hikayesi şöyle: Kariyer hayallerinin anadilinde (Rusça) eğitim vermek olduğunu bildiği bir çalışanı, bu hayallerine ulaşabileceği bir yerden iş teklifi aldığında zihni karışmış ve Zeynep Hanım, çalışanının hayallerinin peşinden gitmesi için onu teşvik etmiş. Onun kendi mutluluğunu düşünerek yaklaşmış.
ATU, “Koç’un Benim!” olarak adlandırdığı koçluk sisteminde “geribildirim” değil, “ileribildirim” diyerek tamamen geleceğe odaklanıyor. Ekipten birisi liderliğe terfi ettiğinde, eskiden ekip arkadaşı olan kişilere nasıl liderlik edeceğini daha kısa sürede ve acısız öğrenmesi için koçluk sistemini kullanıyorlar.
Indense’in gelecek programlarına, eğitim ve zirve duyurularına buradan ulaşabilirsiniz.