Şimdi size iş yerinde mutluluk konusunda aşmış bir şirketten bahsedeceğim. Sıkı tutunun, kemerlerinizi bağlayın, zira çılgın uçacağız.
Başlamadan önce, hiç şaşırmayacağınız bir not: Bu şirket Türkiye’de faaliyet göstermiyor. İsmi Next Jump olan, ABD menşeili, birkaç ülkede faaliyet gösteren tatlış mı tatlış bir teknoloji firması. Bir yazılımları var, bu yazılım üzerinden, şirketler kendi çalışanlarına farklı yan haklar sunabiliyor, puan toplayarak bebek bezi almaktan tatile gitmeye kadar çok geniş bir yelpazede hizmetlere ulaşılmasını sağlayan bir platform. Yani şirketlerde çalışan bağlılığını artırma misyonuna sahip bu şirket, bağlılık konusunda süper über bir noktada, öyle ki CEO’nun 2013 yılında yapılan bir röportajına ulaştım. Adamcağız diyor ki, “bugüne kadar (1994’ten 2013’e kadar yani) buradan istifa eden olmadı, zaten bizde işten çıkarma yapmak da yasak, dolayısıyla kadro değişmedi.”
Yüzümdeki şaşkın ifadeyi hala silemedim değerli okuyucular. Çalışanlar nasıl olur da bu süre içinde istifa edecek noktaya gelmez kısmına birazdan bakacağız. Ancak öncesinde işten çıkarma politikasını detaylandıralım. “Çalışan, yalan söylemediği, yolsuzluk yapmadığı ve etik dışı davranmadığı sürece işten çıkarılamaz” diye bir kuralları var.
Bu eşsiz mutluluğa sahip şirkette çalışanlar %90 oranında şirketini “seviyor”. Tekrar okuyalım: seviyor!
Yani bağlı, memnun vs değil. Çünkü bizde genelde şirketlerde bağlılık ve memnuniyet ölçülür, hatta çoğu zaman memnuniyet… Zira toplumsal olarak halimizden memnunuzdur genelde, “nasılsın” sorusuna “çok şükür” diyebilecek kadar alçakgönüllü ve müteşekkir yaklaşımımız dolayısıyla memnuniyet araştırmaları manipülatiftir aslında. Fakat konumuz bu değil. Bu adamlar baya baya “şirketi sevmek” üzerinden sormuş sorularını. Türkiye’nin en aşmış şirketinde bile cesaret edip bunu soracak olsak %40’ın üzerinde sonuç alamayız, iddia ediyorum. Dolayısıyla, %90 ciddi anlamda şaşırtıcı. Aynı zamanda sadece içeride değil, dışarıda da başarılı bir şirket. Fortune 100 firmalarının %70’i tarafından kullanılan bir yazılımdan bahsediyoruz.
Peki Next Jump tam olarak ne yapıyor da, çalışanları hem çok mutlu hem de çok başarılı?
- Şirkette bir spor salonu var. “Eee bu bissürü şirkette zaten var” diyebilirsiniz, haklısınız. Burada farklı olan, o salonda spor yapılmasını teşvik etmek için yapılan uygulamalar. Her Next Jump çalışanı bir spor kolunda oluşturulan takıma üye. Her takımın haftalık tutturması gereken bir skoru var, dolayısıyla çalışanlar takım bilinciyle rekabet ediyorlar. Spor salonu ilk kurulduğunda, çalışanlar arasında düzenli olarak spora gitme oranı sadece %5 iken, bu takım uygulaması sonrasındaki 3 yıl içinde çalışanların %80’i haftada en az 2 kez spora gitmeye başlamış.
- Bir çalışan ailesiyle tatile çıktığı zaman, 5000 dolara kadar olmak üzere, masrafların yarısını şirket karşılıyor. Yıllık iznini çalışanına kullandırmak için binbir tehditle yaklaşma yoluna giden şirketlere selam olsun!
- Her çalışanın kendisini hem profesyonel anlamda hem de özel hayatıyla ilgili geliştirebilmesi ve tüm yönleriyle mutlu bir hayatı olabilmesi için tüm çalışanlarına ücretsiz Koçluk ve Mentörlük imkanı sunuyormuş. Sadece CEO’ya hem de saati 2000 dolara koçluk aldıran Türkiye’deki firmalara da böylece selam olsun.
- Yılda 1 kez, tüm çalışanlarını, farklı bir şehirde/ülkede yapılacak dans partisine götürüyormuş. Partinin tek kuralı: Herkes dans etmek zorunda!
- Çalışanları sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya teşvik ediyormuş. Örneğin, ABD’deki bazı hortum felaketleri sonrasında isteyen çalışanların o ayki maaşının %10’unu, afetzedelere yapılacak yardımda kullanmak üzere ayırabileceği bir fon oluşturuluyormuş. Ancak sosyal sorumluluk mevzuuna gönül vermiş kişilerin çok iyi bileceği gibi, para vermek gönüllülük için yeterli değildir, paylaşmak ve değer katmak esas sosyal sorumluluktur. Next Jump bu, boş durur mu, yapıştırıyor cevabı: STK’ların yazılım ve IT ihtiyaçlarında onlara ücretsiz destek olacak bir proje de yürütüyorlar. Yani %70’i bilgisayar mühendislerinden oluşan bu şirketin çalışanları doğrudan bir fayda üretmeye yönelik kodlama yapıyorlar.
- Şirkette bir CEO ve yönetim kuruluna ek olarak bir de, 21 kişiden oluşan bir liderler ekibi var. Bu liderler her sene, kurum içindeki tüm çalışanların katıldığı oylamayla belirleniyor ve yönetim kararlarında kurum kültürüyle ve çalışan mutluluğuyla ilgili söz hakkına sahiplermiş.
- Ücretsiz sağlıklı yiyecekler, bu ofisin olmazsa olmazı. En başta sunulan ücretsiz öğün kahvaltıyken, sonrasında öğle arasında spor aktivitelerine katılanlara özel diyet öğle yemeği imkanı da eklemişler. Hep birlikte yemek yiyebilmeleri için isteyenler akşamları da ofiste yiyebiliyormuş.
- Çoğu şirket, başarılı çalışanları ödüllendirirken, Next Jump, başarılı çalışanların başarılı olmasına yardımcı olan diğer çalışanları da unutmuyor. Ve bu gizli kahramanları belirlemek için de her ay çalışanlar “Bu ay benim başarılı olmama en çok XXX yardım etti” yazılı bir form doldurarak bir çalışma arkadaşlarının ismini veriyor.
- İşten çıkarmanın yasak olmasıyla ilgili kuraldan zaten bahsetmiştik. Bu kısımla ilgili CEO röportajını buradan okuyabilirsiniz.
İçimiz yeterince gittiyse, hatta çok afedersiniz ağzımızın suyu yeterince aktıysa, şimdilik en çarpıcı uygulamalar bu şekilde görünüyor. Next Jump’ın çalışmalarıyla ilgili Huffington Post’ta yakın zamanda yayınlanan samimi bir yazı okumak isterseniz de buyrun burdan yakın.
Ailenizin Kurumsal Mutluluk Danışmanı olarak kıymetli İnsan Kaynakları profesyonellerinin yaratıcılıkları için gerekli altyapılardan biri olan vizyon katma kısmında dünya üzerinden farklı örnekleri görsün diyerek paylaştığım bir başka yazının daha sonuna geldik. Hayrını görün efenim.
27 Şubat 2017, 00:57
Selin Hn. Merhaba,
Çok güzel bir makale, emeğinize ve o güzel yüreğinize sağlık.
Ben size küçük bir soru sormak istiyorum. Eğer şirkete yeni çalışanlar katılmıyorsa ve Turnover oranı %0 ise orta ve uzun vadede bu şirkete zararları neler olabilir? Benim naçizane bazı fikirlerim var ve sizin gibi bir profesyonelle paylaşmayı çok isterim.
Teşekkürler.
27 Şubat 2017, 07:07
Altuğ Bey Merhaba,
Kıymetli yorumunuz için teşekkürler.
Şirkete yeni çalışanlar katılmıyorsa en temelde şirketteki çoğu kişide kurum körlüğü oluşacaktır. Bizim kültürümüzde “taze kan” derler, yeni gelen kişilerin hevesleri pek çok şirket için yaratıcılığı artıran bir etkendir. Özellikle teknolojiyle iş yapan bir firmaysanız genç kuşaklara her zaman ihtiyaç vardır.
Diğer okuyucular için de bir noktayı hatırlatmama müsaade ederseniz; bu soruyu bu firma özelinde sormadığınızı tahmin ediyorum. Bu yazıda firmaya yeni çalışan gelip gelmediği bilgisi yer almıyor. Büyüyen bir firma olduğunu düşünecek olursak, muhtemelen o “taze kan”dan bolca vardır.
Fikirlerinizi paylaşmanızdan memnuniyet duyarım.
Teşekkürler.
28 Şubat 2017, 09:36
Tekrar Merhaba,
Çok güzel ifade etmişsiniz ve özetlemişsiniz, aynı fikirdeyim. Öncelikle bu şirket özelinde değil genel olarak sormuştum.
Uluslararası arenada 45 yıldır varlığını artan başarılarla sürdüren bir kurumda 20 yıldır çalışan bir kişi olarak bunu yeterince deneyimleme şansımız oldu, Her emekli olan ve/veya, şirketten herhangi bir nedenden ayrılan arkadaşımız için üzüldük, gidenlerin edindiği tüm tecrübe ve yaşanmışlıkları da götürdüğünü, yerinin doldurulmasının çok zor olduğunu düşündük. Fakat yeni gelenlerin (taze kan 🙂 ) seçiminde biraz özen gösterdiğiniz zaman hızlıca adapte olduklarını, hayallerini de şirkete katarak büyük katma değer ürettiklerini gözlemledik.
Bir daha ki yazınızda buluşmak dileğiyle, şimdilik hoşçakalın.
Altuğ TURAN