selinyetimoglu.com

PCC Profesyonel Kariyer Koçu & Kariyer Danışmanı, Ex-HR

Bir Hayaliniz Varsa Ona Sıkı Sıkıya Tutunmalısınız. Neden mi?

1 Yorum

Geçen sene İngiltere’ye ilk kez gidişimizin ardından, “nasıl olur da bugüne kadar Harry Potter’ın hiçbir filmini izlememiş oluruz?” diye düşünmeye başlamıştık. Bir sonraki İngiltere planımıza İskoçya’yı da dahil edince kendimize bir hedef koyduk; İngiltere’ye gitmeden önce tüm seriyi izlemiş olmalıyız! Ve hedefi kısa zamanda büyük ölçüde tamamladık. 🙂 Kalan kısmını da İngiltere’ye gittiğimiz ilk günlerde otel odalarında ve otobüs garlarında izleyerek bitirdik. Böylece J.K Rowling’in kitabı yazdığı cafeleri veya filmlerin çekildiği yerleri dolaşırken hedefimize ulaşmış durumdaydık. Fakat başlıkta bahsettiğim, sıkı sıkıya tutunmamız gereken hayal bu değil elbette. J.K. Rowling’in hayallerinden bahsedeceğim şimdi biraz.

Belki daha önce hiç duymadınız ancak arkadaşlarının ona hitap ettiği isimle JO’nun hayatı hiç de kolay değilmiş bu kadar ünlü olmadan önce. 1990’da, yani henüz 25 yaşındayken Harry Potter karakteri ve büyücüler okulu fikri yeni yeni oluşmaya başlamış aklında. Bir gün Manchester’dan Londra’ya trenle giderken aklındakileri kağıda dökmeye başlamış. Öylesine içinden dökülüyormuş ki hikaye, eve vardığında nefes almadan yazmaya devam etmiş. Birkaç ay sonra annesinin vefatıyla birlikte bir süre ara vermiş yazmaya. Yaşadığı kaybın üzerinde yarattığı etki, karaktlerine de yansımış.

Bir süre sonra İngilizce Öğretmenliği yapmak üzere Portekiz’e taşınmış. Orada tanıştığı bir gazeteciyle evlenmiş ve 1 yıl sonra bir çocuğu olmuş. Fakat anneliğiyle birlikte hayatına başka bir şey daha girmiş. Aile içi şiddet… Hızlıca boşanmışlar ve JO İngiltere’ye geri dönmüş. Bu sırada da, Harry Potter serisinin ilk 3 bölümünü yazmış bile. Sorunlu bir evlilik yaşamış, ülke değiştirmek zorunda kalmış bekar bir anne olarak üzerine bir de işsizlik eklenmiş. Bu sırada depresyona girmiş, hatta intihar etmeyi bile düşünmüş. Sosyal hizmetlerin yaptığı yoksulluk yardımıyla geçinmeye çalıştığı dönemde de kitabını yazmaya devam etmiş. Çünkü aktardığına göre, yaşadığı hayatı anlamlı kılan en önemli şey “yazmak”mış. Tüm enerjisini kitabını bitirmeye vermiş. Kitabını yazdığı cafelere bazen kızıyla birlikte gidip, önce onu uyutup sonra yazmaya devam etmiş. Kitabı tamamladığı zaman 12 farklı yayınevine göndermiş. Ancak 11’inden olumlu yanıt alamamışken 12. yayınevi yani Bloomsbury kitapla ilgilenmiş. Bloomsbury, o 12 yayınevi arasından en küçük ve “parasız” olan yayıneviymiş. Bugüne gelindiğinde JO’nun kitapları dünya çapında 400 milyonun üzerinde satıldı. Filmleri gişe rekorları kırdı ve JO, tüm dünyada “milyarder olan ilk kadın yazar” olma unvanına erişti.

Başarısının tek bir sebebi vardı: Başarısızlıkların ardından vazgeçmemiş ve gelecek gördüğü alanda çabalamaya devam etmiş olması…

Harvard Üniversitesi’nde katıldığı diploma töreninde yaptığı konuşmada şöyle der:

“Hiçbir zaman benim yaşadığım ölçüde büyük başarısızlıklar yaşamayabilirsiniz, ancak hayatta bazı başarısızlıklar kaçınılmazdır. Yalnızca aşırı derecede dikkatli yaşayan insanlar başarısız olmazlar. Ki onlar da pek yaşamış sayılmazlar. Böyle bir durumda da hükmen yenilirsiniz.”

Hükmen yenilmeyi değil, tırnaklarıyla kazıyarak da olsa hayaline ulaşmayı hedefleyenlere gelsin…

One thought on “Bir Hayaliniz Varsa Ona Sıkı Sıkıya Tutunmalısınız. Neden mi?

  1. Geri bildirim: Bir Hayaliniz Varsa Ona Sıkı Sıkıya Tutunmalısınız. Neden mi? - CareerPass

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s