Forbes’ta okuduğum bu makale üzerine düşününce bir kez daha gördüm ki, gerçekten iş hayatı fazlaca dinamik bir ortam. Yapılan işlerden iş yapış biçimlerine, sektör öncüsü şirketlerden çalışanlardan beklenen yetkinliklere dek her şey hemen her yıl değişiyor, güncelleniyor.
Bugün iş görüşmelerinde adaylarda bulmak istediklerimizle 5 yıl önceki mülakatlarda aranan nitelikler aynı değil. Ekip çalışması, işveren markasına bağlılık, güvenilebilirlik gibi kriterler ön plana yükseldi. Örneğin eskiden C ++ kullanan bir şirkete Bilgisayar Mühendisi alımı yapılacağı zaman C++ bilen adaylar yeterli olurken, artık C++’la yapılan bir ekip projesini nasıl yürüteceğini bilen iletişimi güçlü kişiler işi kapıyor.
Günümüzde önemli olan diğer kriterlerden başka biri ise minimalist yaklaşımla basit düşünerek çözüm üretmek oluyor. İş ilanlarında sıklıkla yer alan ve genelde “her ilanda var” diye görülen “aranan nitelikler”den biri olan analitik düşünebilme becerisi ise gerçekten ihtiyaç duyulanlardan biri. Yaratıcılık da aynı şekilde günümüz rekabetçi piyasalarda rakiplerden bir adım öne geçebilmek için her sektörde ve her alanda gereken niteliklerden biri.
Forbes’un yapmış olduğu listeye göre ise 2013’te iş bulmamızı sağlayacak 10 beceri şu şekilde:
1- Eleştirel düşünce:
“Bunu yap” dediğinde nedenini sorabilen kişilerle çalışmak istiyoruz artık. Çünkü biliyoruz ki kişi yaptığı işi yapma sebebini bilirse daha verimli çalışır. Ancak bu sebebi de kendisinin merak etmesini ve sorgulamasını bekliyoruz. Elbette “neden” sorusundan hala hoşlanmayan diktatör-vari yöneticiler de varlıklarını sürdürüyorlar.
Geçenlerde bir devlet kurumunda çalışan bir arkadaşım bununla ilgili dert yanıyordu. Yöneticisinin verdiği karmaşık işi yapabilmek için nasıl yapması gerektiğini anlamaya çalışırken “en azından sebebini bilirsem belki kendim bir yol bulabilirim” düşüncesiyle “neden yapıyoruz?” diye sormuş ve yöneticisinden gelen “sen bi’ yap da sonra söylerim sebebini” cevabıyla karşılaşmış. Kamu sektöründeki bu tavır özel sektörde daha nadiren görülüyor, benim gözlemlediğim kadarıyla…
2- Çözüm odaklılık:
Artık bırakın sorun yaratanı, sadece sorunun varlığını tespit edip geri çekilen çalışanları bile tercih etmiyoruz. Tercih edilen adaylar bir sorun gördü mü gerçekten kendini vererek çözüm üretmeye çalışanlar oluyor.
3- Hızlı karar alabilmek:
Önüne çıkan kapıların ardında olabilecekleri en acil durumlarda bile öngörerek, proaktif yaklaşımı benimseyerek, avantaj-dezavantaj karşılaştırması yapıp o kapılardan birini seçebilen kişiler özellikle kritik pozisyonların olmazsa olmazı haline geldi.
4- Aktif dinleyebilmek:
Toplantılarda karşısındaki kişinin söylediklerini can kulağıyla dinleyen, gelen epostaları hızlıca okuma çabasıyla önemli noktaları kaçırmayan, diğerlerinin fikirlerine önem veren ve düşünülmüş tepkiler verebilen kişiler özellikle sosyal iletişim gerekliliğinin arttığı günümüzde önem kazanıyor.
5- Bilgisayar ve elektronik bilgisi:
Artık bilgisayar kullanmadan yapılan çok az sayıda iş var. Çoğunluğun kullandığı bu bilgisayar ve benzeri cihazların dilinden anlayanların sadece IT’ciler olduğu bir dünya ise yavaş yavaş geride kalmak üzere. Hatta bazı teknoloji şirketlerinde bu tür şirket çalışanlarının bilgisayar sistemleriyle doğrudan ilgilenmesi gereken kişiler bulunmuyor bile, herkesin ufak tefek sorunlarını kendi kendine çözebileceği var sayılıyor.
6- Matematik bilgisi:
Belki direkt matematik değil ancak istatistik bilgisi ile elindeki verileri analiz etme yeteneği kazanmış kişiler bir adım öne çıkıyor. Neticede son birkaç aydır özellikle sunulan fikirlerde ve ortaya koyulan düşüncelerde daha sağlam temellere oturtma amacıyla istatistiklerden yararlanma alışkanlığı da gelişmeye başladı.
7- Operasyon ve sistem analizi:
Operasyon dediğimiz görevin bir kurumda işlerin yürüme şekli olduğunu düşünürsek, ki örneğin Otelcilikte bir de Operasyon ismiyle anılan direkt bir birim vardır, kurum içinde değişen koşulların, sürecin genelini ve sonucu nasıl etkilediğinin analizi de her gün biraz daha önem kazanacaktır.
8- Gözlem yeteneği:
Kişilerin kendi performanslarını, kurumlarının uygulamalarını ve çalışma arkadaşlarının iş yapış şekillerini gözlemleyebilmeleri de önemli gerekliliklerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
9- Programcılık:
Forbes, çok aranacak demiş ancak çok fazla katılmıyorum. Zira işi direkt program yazmak, uygulama geliştirmek olmayan, veya yaptığı iş doğrudan uygulama geliştirmecilerle aynı ekipte bulunmasını gerektirmeyen kişilerin bu yetkinliğe sahip olmaları gerektiğini şahsen pek düşünmüyorum.
10- Satış ve pazarlama:
İkna yeteneği sadece satış ve pazarlamacılarda olması gereken bir beceri değil. Örneğin bir İK’cı olarak tüm İnsan Kaynakları çalışanlarında da bu yetkinliğin olması gerektiğini düşünüyorum. Birçok uygulama için yöneticileri, bir kısım uygulama için de çalışanları ikna etmesi gereken İK’nın bunu yaparken zorlanmaması gerektiğini düşünenlerdenim.
Bu 10 maddeye genel olarak bakınca, 2013’ün pek de kolay bir yıl olmayacağı görülüyor, zira her geçen gün rakip sayısının hem kurumsal hem de bireysel olarak arttığı bir dönemden geçiyoruz. Ancak neye ihtiyacımız olduğunu, ve bu ihtiyaçlar arasında hangilerine sahip olduğumuzu bilirsek sonuca ulaşmamız çok da zor olmayacaktır.
Bu vesileyle herkese de iyi bir yıl dilerim. 2013 zorluklarıyla olduğu kadar güzellikleriyle de gelecek. 🙂
06 Ocak 2013, 14:40
1. öneride bulunan “sen bi’ yap da sonra söylerim sebebini” cümlesinin kamu sektöründen çok özel sektörlerde hakim olduğunu düşünüyorum.
Sebebi de, özel sektörde yapılan işin yolunu senin bulmanı istiyorlar, sanki yeni bir yol bulmalarını istiyorlar. Bu da daha çok sektöre yeni giren mühendislerin karşılaştığı durum.Şu şekilde olabilir ; şu anda kullanılan yöntem gösterilir işin başında bulunan kişi zaten o yola göre kendine uymayanları revize eder dolayısıyla yeni yöntemler oluşturur ve zamandan da kazanılmış olur. diğer yandan yöntemi göstermeye yanaşmayan yönetici gelecekte yerini almasını düşündüğü için (özellikle genç mühendisler) bir dünya sırrı gibi saklıyorlar malesef.
Gelelim kamu sektörüne ; Kamu sektöründe kovulmak diye bir şey neredeyse olmadığından dolayı. üst yöneticinin astına yardımcı olması daha makul olduğunu gözlemledim. Orada da statü üstünlüğü var ama özel sektördeki gibi katı ve acımasız değil?Bu sebeplerden dolayı kamuda yönlendirmenin daha fazla olduğunu düşünüyorum.