Kaldığımız yerden rezilyansı sağlamak için dördüncü ders ile devam edelim.
Zor zamanlarda dirençli kalabilmek için ne hissettiğini doğru tanımlamak da çok önemli. Olumsuz duygular hissettiğimiz zaman ilgi alanımız ve odağımız daralıyor, o olumsuz duygudan başka her şey flulaşıyor sanki. Örneğin, öfkeli bir kişinin mantıklı düşünmesi zorlaşır ve sonradan pişman olacağı şeyleri yapmaya meyilli olur. Olumlu duygular ise ilgiyi genişletir. Örneğin, kendisiyle gurur duyan bir kişi gelecek planlarını yaparken daha vizyoner yaklaşabilir.
O halde olumsuz duygulardan kurtulmak için ne yapmalıyız?
- Duygularımızı yönetebilmek için ilk ve en büyük adım onları tanımlamaktır. Olumsuz duygulara isim koymaya çalışmak hepimizin sürekli yapması gereken çalışmalardandır. “Şu anda ……. hissediyorum” cümlesinde boşluğu doldurmak, Dan Siegel’in önerdiği bir metot. Ardından kendimize, “ben hissettiğim duygu değilim. Bu geçecek.” hatırlatmasını yapmaya ihtiyaç duyduğumuz zamanlar olabilir. Örneğin, ben “Şu anda pandemi krizinden dolayı kaygı hissediyorum.” olarak doldurdum.
- Olumsuz duygular ön plandayken her zaman aklımıza gelmeyebilir ancak rahatlamak etkili bir yöntemdir. Çünkü ne kadar üzgün olursam olayım mesela masaja gittiğimde hamur gibi yoğruluyorken, güzel kokular, loş ışık ve dingin bir müzik eşliğinde üzülmeye odaklanamam. Olumsuz duygular hissettiğimizde kendimizi rahatlatacak bir şey yapmamız yerinde olur. Bugünlerde evde izoleyken kendimi rahatlatmak için her gün yoga yapıyorum. Özellikle internette dolaşıp gündemle ilgili haberleri okuduktan sonra kaygılar artıp başım ağrımaya başlamışken 30 dakikalık bir yoga molası sakinleşmemi ve olumsuz duygulardan uzaklaşmamı sağlıyor. Bazen duş almak da iyi bir rahatlama yöntemi olabiliyor. Özellikle suyun tepeden başınıza masaj yaparmışçasına damla damla düşmesinin etkisi bambaşka. Rahatlamak için bir başka yöntem de nefes egzersizleri. Mindfulness’ın da temeli kabul edilen nefes teknikleriyle odağınızı değiştirip olumsuz duygulardan kurtulmak mümkün.
Olumsuz duyguların panzehiri duygularımızı tanımlayarak onları uzaklaştırmak için rahatlatıcı eylemlerde bulunmak.
Aslında tüm bunlardan sonra görüyoruz ki duygusal dayanıklılığı güçlendirmek için gün içinde yaptığımız basit seçimler kritik önem taşıyor. Bazen rahatlama kisvesi altında yanlış seçimlere yönelebiliyoruz. Örneğin tatlı yemek sizi rahatlatıyor gibi gelebilir. Sonrasında duyacağınız vicdan azabı olumsuz bir duygudur. Bilgisayar oyunlarıyla rahatladığını söyleyenlerden olabilirsiniz. Ancak bilişsel ve nörolojik olarak bu yolla rahatlamak mümkün değil. Ben demiyorum, uzmanlar diyor. Bu nedenle yaşamınızı etkileyen seçimleri yaparken uzun vadeli etkilerini de düşünerek sabit rahatlatıcı alışkanlıklar belirlemek ve olumsuz duygu anlarında hemen o alışkanlıklara yönelmek iyi bir yöntemdir. Örneğin, ben her ne kadar üşengeç bir insan olsam da karantina şartları altında ancak ev imkanlarıyla spor yapabileceğimi gördüğüm için Youtube videolarıyla pilates yapıyorum. Bu bana iki yönlü rahatlama sağlıyor: Hem kas hareketleriyle gelen rahatlama hem de doğru bir seçim yaptığım için kendime “Aferin bana!” diyebildiğimde gelen vicdani rahatlama.
Tüm bunlardan sonra, en başta yazdığımı tekrar hatırlatmak istiyorum: “Rezilyans kavramının iki temel aşaması var: Hayatta kalmak ve gelişmek. Rezilyans, hayatta kalabildiğimiz ve düşmanı atlattığımız sürece yerimizde saymadan gelişmeyi yani gerçekten önemli olanlara odaklanmayı ve esenlik diyebileceğimiz wellbeing kavramını önemsemeyi öğütlüyor. Rezilyans doğuştan getirilen bir beceri değildir, sonradan geliştirilir. Rezilyans şans ile gelmez, öğrenilebilir.”
Şu anda içinden geçtiğimiz süreç, yaşamın bir parçası. Yerimizde oturup dertlenip durdukça hem kendimize hem sevdiklerimizle olan ilişkilerimize zarar veriyoruz. Bugünler elbet geçecek. Geçtiğinde güçlenmiş şekilde devam edebilmek için hemen bugünden itibaren bir şeyleri değiştirmeye başlamamız gerekiyor. Hayatta kalma aşamasını tamamladığımız her gün ikinci aşama olan gelişim için somut çaba harcadıkça ilk aşamaya da katkısı olduğunu göreceğiz.
Sağlıkla kalın.
NOT: Bu yazıyı toparlamamı sağlayan EDX’ten aldığım, Washington Üniversitesi’nin “Resilience” dersi oldu. Bu dönemde kaygıyla baş etme sürecimde Coursera, Edx, Udemy platformlarından her zamankinden daha çok faydalandım. Size de tavsiye ediyorum.