Söz verdiğim gibi 3. Online Mutluluk Kampı grubunu Ocak ayında açıyorum.
6-12 Ocak arasında alacağınız Okumaya devam et
Söz verdiğim gibi 3. Online Mutluluk Kampı grubunu Ocak ayında açıyorum.
6-12 Ocak arasında alacağınız Okumaya devam et →
Geçen sene 26 kitap okumuş ve bu nedenle 2019 için 36 kitap hedefi koymuştum. Hedefe ulaştım neyse ki. Kimi zaman günde bir kitap bitirdiğim oldu, kimi zaman ayda 1 kitabı zar zor bitirdim. Bu sene biraz daha artırıyor ve hedefi 46’ya çıkarıyorum. 2019’da 36 kitap okumuş olmaktan dolayı kendimden memnunum. Elbette 36 kitap kimisine göre çok az bir miktardır. Ben her zaman olduğu gibi kendimi kendi önceki halimle karşılaştırıyorum. 26’dan 36’ya çıkmak benim için zor bir hedefti ancak üstesinden gelebildim. Kendimi biraz daha zorlayabilirim artık.
“Kişisel gelişim” kategorisi tanımlaması zor bir kategori. Aynı zamanda “iş kitapları” kategorisine de girebilecek bazı kitapları ben bu listeye aldım çünkü bir “Kariyer Koçu olarak iş yaşamında kendini geliştirmek isteyenlere önereceğim ilk 10 kitabı belirlemeye gayret ettim. Diğer taraftan “kişisel gelişim” kategorisi çok genişledi ve özellikle son yıllarda çok uç noktalara ulaştı. Ve sonunda içi boşaltılan kavramlardan biri haline dönüştü. Artık kişisel gelişim denilince çok az insanın aklına “kendini bir önceki güne göre geliştirme” fikri geliyor. Yine de ben bu kitapları kendimi geliştirmek ve eksik olduğum konularda güçlenmek için okuduğumdan dolayı kişisel gelişim ifadesini kullanacağım. Okumaya devam et →
Son zamanlarda bana “kitap yazmanın en kolay tarafı kitabı yazmakmış” dedirten bir yoğunluk içindeyim. İlk kez ulusal TV kanallarında programlar, radyo programları ve gazeteler derken bir de işin imza günleri boyutu varmış. İlk kez deneyimlediğim, öğrenmeye çalıştığım bambaşka bir süreçmiş bu tarafı da. Çok yoğun, bir o kadar da keyifli bir süreç olduğunu da mutlaka söylemeliyim. Gelen her bir mesaj, hiç tanımadığım kişiler tarafından sosyal medyada etiketlendiğim her bir kitap fotoğrafı benim için ayrı ayrı gurur ve mutluluk kaynağı.
Bir süredir beni heyecanlandıran yepyeni bir duyuruyu önceki gün Instagram’da paylaştım ve gösterilen ilgi üzerine buradan da paylaşmak istedim. Duyuruyu aynen paylaşıyorum:
Kendini geliştirmeyi ve okumayı sevenlerle İstanbul’da ayda bir gerçekleştireceğimiz “BirAda Geliştiren Kitap Kulübü” başlıyor!
İlk olarak 2014’te yazmaya başladığım kitabım bundan tam 13 ay önce bitmişti. Sonraki süreçler ve eklemelerle birlikte nihayet raflarda…
İkinci kitabı yazarken ve üçüncünün tohumları zihnimde yeni yeni filizlenirken birinci görücüye çıktı. Okumaya devam et →
“Pürdikkat: Odaklanma becerisini nasıl yitirdik? Nasıl geri kazanabiliriz?” Cal Newport’un okuduğum ikinci kitabı. Kendisi bilgisayar bilimi dersleri veren bir doçent. Analitik düşünce yapısını kitaplarında görmek mümkün. Öncelikle anlattığı konunun neden önemli olduğuna dair verilerle birlikte sizi bir güzel ikna ediyor. Sonra da yöntemleri sistematik şekilde aktarıyor. Ben kendisi tarafından ikna edilmekten gayet memnunum. Hem Dijital Minimalizm, hem de Pürdikkat kitaplarını okuduktan ve Okumaya devam et →
“Günlük hayatta karşılaştığımız her potansiyel can sıkıntısı anında, örneğin kuyruğa girip beş dakika beklediğinizde ya da arkadaşınız gelene kadar bir yerde tek başınıza oturmak zorunda olduğunuzda eliniz doğrudan telefonunuza gidiyorsa, beyniniz Nass’ın tabiri ile “zihinsel enkaza” dönmüş demektir; yani pürdikkat çalışmaya imkan vermeyecek şekilde yeniden yapılanmış haldedir.” diyor Cal Newport.
Kitaplar, en etkin öğrenme kaynaklarından biri. İşiniz, ilgi alanlarınız, hayatta yapmak istedikleriniz ne olursa olsun. O yüzden bence okumanın sınırı hiçbir zaman yok. Benim hayatımı değiştiren kitaplar sizin hayatınızı değiştirmeyebilir veya tam tersi olabilir. Ama yine de bir şeyleri kategorize etmek beynimizin o şeyleri daha hızlı algılamasını sağladığı için beğenilen kitapları kategorize etmenin de bir zararı yok diye düşünüyorum. Dün bir arkadaşım benden 3 haftalık tatile giderken okumasını önereceğim iş dünyası kitaplarının isimlerini Okumaya devam et →
Daha önce küçük ya da büyük herhangi bir iş yerinde çalıştıysanız egonun işleri ne kadar zorlaştırdığına şahit olmuşsunuzdur. Hatta iş yerlerinin en büyük dram kaynağı egodur desek yeridir. Hepimizin egosu var, kimi egosunu daha iyi yönetiyor kiminin egosu ise duygusal bir yüke dönüşüyor.
Yakın zamanda ego konusuna farklı bir bakış açısı getiren bir kitap okudum.
Kitabın ismi “No Ego: How Leaders Can Cut The Cost of Workplace Drama, End Entitlement, and Drive Big Results” ve yazarı Cy Wakeman. Okumaya devam et →
Toltekler, Meksika’da geçmiş dönemlerde yaşayan, gelecekten haber verdiğine inanılan sanat ve bilim adamlarından oluşan bir topluluk. Daha sora İnka ve Aztek gibi medeniyetlere dönüşüyor. Toltek de aslında “sanatçı” demek. Hayatı güzel yaşayanlar ve yaşatanlar…
Çok etkilendiğim bir kitap okudum yakın zamanda. İsmi Dört Anlaşma. Okumaya devam et →
Geçen hafta paylaştığım yazımda David Allen’ın İş Bitirici kitabından teknikleri paylaşmıştım. Gelen geri bildirimler doğrultusunda benzer yöntemle hazırladığım bir başka yazıyı paylaşmak istedim. Bu kez konumuz kaygılar ve endişeler. Bu konuda okumuş olduğum 3 farklı kitaptan çıkardığım, kendi hayatımda uyguladığımda faydasını gördüğüm “teknik” diyebileceğimiz yöntemleri paylaşacağım.