Başlığı yazdıktan sonra bir an ürktüm çünkü kesinlikle zor bir konu. Kendim Kariyer Koçu olmasaydım nasıl yazardım diye düşünerek cümlelerimi süzgeçten geçirerek yazmak istediğim için uzun zamandır ertelediğim bir yazıydı. Koçluğun özünde ertelememek hemen harekete geçmek var ya n’apalım kısmet bugüneymiş. Bu yazıda, “kariyer koçluğu almaya ne zaman karar vermelisiniz? ne olursa koçluk alınır ne olursa mentorluk alınır? kariyer koçluğu almaya karar verdikten sonra koç seçimini yaparken nelere dikkat etmelisiniz?” gibi sorulara yanıt vermeyi umuyorum.
Öncelikle birkaç yanlış yaygın kullanımı düzeltelim. Bana ulaşan kişiler bazen “koçluk eğitimi almak istiyorum” diyorlardı ve ben de gerçekten koçluk eğitimi almak istediklerini düşünerek nasıl koç olunacağı ve eğitim kurumları hakkında bilgi veriyordum artık önce “eğitim” dedikleri kavramı açmalarını rica ediyorum çünkü eğitim almak istediğini söyleyen kişilerin %90’ı aslında koçluk almak istiyor. Burada bir kavram kargaşası oluşmuş sanırım. “Koçluk eğitimi” aldığınızda Koç olmak için gerekli altyapının ilk adımını sağlayan eğitimi almış olursunuz. Eğer bir koçtan destek almak istiyorsanız buna “eğitim” diyemeyiz çünkü koçluk bir eğitim çeşidi değildir. Bana kalırsa kişiyi geliştiren her şeye “eğitim” demeyi alışkanlık haline getirmişiz. Benzer şekilde bazen seanslara “ders” denildiğini üzülerek gözlemliyorum. Hatta her defasında üzerinde konuşmamıza rağmen 4. seanstan sonra hala “ders” diyen danışanlarım oldu. Burada da, birebir gelişim çalışması olan her durumu beynimizde “özel ders” kategorisine aldığımızı düşünüyorum. Koç, öğretmen olmadığı gibi, koçluk seansları da ders değildir. “Peki koç kimdir koçluk nedir?” seviyesinden giriş yapıyorsanız sizi daha önce bu sorulara dilim döndüğünce yanıt vermeye çalıştığım yazılara doğru buyur edeyim.
Profesyonel Kariyer Koçluğu Nedir?
Koçluk, Terapiden Nasıl Ayrılır?
İşsizlik arttıkça artarken, bu konuda destek veren uzmanların sayısı gibi koçluk mesleğini icra eden profesyonel sayısı da her geçen gün arttığı için seçenekleri azaltmak ve son kararı vermek de gittikçe zorlaşıyor. Bana ulaşan danışanların bu konudaki kaygısını çok iyi anlayabiliyorum. Zaman, bütçe ve emek ayıracakları için en doğru kararı verebilmek istiyorlar. Bütçe demişken, meslektaşlarımdan bildiğim kadarıyla profesyonel koçluk seans ücretleri 200 TL gibi bir noktadan başlıyor ve uçsuz bucaksız bir skalada ilerliyor. Deneyim kazanmak için daha düşük ücretler talep eden hatta gönüllü olarak koçluk yapanlar da elbette olabiliyor. Ben de ilk başladığım zamanlarda şu anda çok komik görünen seans ücretleriyle çalışmıştım. Koçun unvanı ve deneyimi arttıkça rakamlar da artıyor; çoğu meslekte olduğu gibi…
Koçluk almak ilk bakışta “masraflı” bir gelişim aracı olarak düşünülse de, yatırımın maddi ve maddi-olmayan geri dönüşü alındığında masraflı olmaktan öte oldukça ekonomik bir yöntem bile olabileceği görülüyor. Özellikle konumuz kariyer koçluğu ise, koçluktan sağladığınız getiri hızla terfi etmek veya daha yüksek bir paketle iş değiştirmek olduğunda 1 aylık maaş farkı 12 seanslık bir koçluk bütçesine eşit olabilir. Maddi-olmayan dönüş ise bazen maddi olandan bile daha önceliklidir. Sevmediğiniz bir işi yaparken deneyimlediğiniz olumsuzlukları ortadan kaldıran adımlar atmak bazen paha biçilemez olabiliyor. Öte yandan, kariyer koçluğu alırken bile konu dönüp dolaşıp örneğin aile içi ilişkilere veya sağlıklı beslenmeye gelebilir. Çünkü kişinin ilerlemesinin önündeki engeller her zaman ilk bakışta gördüğünü sandığı şey olmayabilir. Çok defa, danışanlarım kariyer gelişimi için koçluk almaya başlamışken birkaç seans sonra zihnini meşgul eden bambaşka konuları gündemimize aldığımız olmuştur. Çünkü hepimiz insanız ve hayatlarımız oldukça değişken. Gündemimiz hayatımızdaki olayların yoğunluğuyla beraber değişebiliyor ve yolda yürürken tökezlememize sebep olan taşları bir bir yerden kaldırmak gerekebiliyor.
Kariyer koçluğu alan kişilerin öncelikli gündemleri iletişim, özgüven, terfi, ekip uyumu, adaptasyon, zaman yönetimi, yöneticilik, kişisel gelişim, iş değişikliği, meslek değişikliği vs olabiliyor. Bu noktada verilmesi gereken ilk karar, tam olarak neye ihtiyacınız olduğu. Örneğin, mülakatlarda daha başarılı olmak istiyorsanız doğrudan mülakat danışmanlığı hizmeti alabilirsiniz. Değerlendirme merkezi vakalarında başarılı yönetici olarak puan almak istiyorsanız direkt bu konuda danışmanlık alabilirsiniz. Fakat hedefiniz bu kadar nokta atışı değilse, terfi ederek kariyerinizde hızlı ve emin adımlarla ilerlemek istiyorsanız o durumda ihtiyacınız olan şey bir koçla çalışmaktır. Bazen bu ihtiyaçlar yol üstünde netleşebiliyor. Danışanlarımla bazen Koçluk için yola çıkıyoruz ve bir yerden sonra değerlendirme merkezine ihtiyaç duyuyor o tarafta “danışman” şapkamla da destek veriyorum ve bu iki yöntemi keskin çizgilerle ayırıyorum. Eğer biri size “onu öyle yapma böyle yap” diyorsa o kişi o esnada katiyen koçluk yapıyor olamaz.
Koçlukta çoğu zaman metodumuz çözüm odaklı yaklaşımdır. Önce hedef ne diye sorarız. Sonra bu hedef bu kişi için uygun mu, bunu masaya yatırırız. Bir sonraki adımda bu hedefe giden yollar neler olabilir deriz. Bu yöntemin amacı şudur: Bazen iş bulmak gibi net olduğu zannedilen bir hedef bile yol üstünde dönüşüme uğrayabilir. Yani iş ararken ilk adım CV hazırlamak değildir her zaman. İlk adım kendinize en uygun iş alanını/mesleği keşfetmektir. CV demişken, kariyer koçu size CV hazırlamaz, size iş bulmaz. Hiçbir “koç” hiçbir şeyi sizin yerinize yapamaz. Eğer beklentiniz buysa sizi yine yazının başında paylaştığım linklerle koçluğun tanımına davet etmek isterim. 🙂
Birlikte 7-8 seans çalıştıktan sonra iyice tanıdığım danışanlarımın CV’sini uygun pozisyonlara yönlendirdiğim olabiliyor ancak prensip olarak birisine referans olmak için onu gerçekten tanımayı ve tavsiye etmeyi çok önemsiyorum. Yönlendirdiğimde de bunu koçu olarak yapmadığımın özellikle altını çiziyorum. Mesleğimiz çok yeni olduğu için bu konudaki algıyı düzeltmek ve yanlış bilgileri silmek de bence etik sorumluluğumuz.
Eee “kariyer koçu onu yapmaz bunu yapmaz”, peki ne yapar bu insanlar? Öncelikle eğitim sistemimizde ve kültürel aile yapımızda olmayan çok temel bir noktaya dokunur. Kişinin kendini tanıma metotları bizde maalesef çok büyük bir eksik. Meslek seçerken, iş seçerken karaktere ve yeteneklere pek bakmıyoruz biz bu coğrafyada. Hep parayı önemsiyoruz, hangi mesleğin ne kadar kazandığına bakarak meslek seçiyoruz. Ondan sonra yeterince para kazandığımızda esas mutluluğun bu olmadığını fark ediyor ve o günden sonra gerçek yeteneğimizi ve olması gereken mesleğimizi aramaya başlıyoruz. Bu, kendini tanıma yeteneğini keşfetme denizinde yüzerken boğulmamak için ihtiyaç duyduğumuz cansimidi Koçtur aslında. Ek olarak, tartışmasız tüm danışanlarımda gözlemlediğim ortak gelişim alanı özgüven. Ana hedef ne olursa olsun 5 seansın sonunda özgüveni de artmayanı hiç görmedim. Koçluk alan kişilerin buna benzer mucizevi etkiler yaşaması oldukça normal.
Hangi koç size daha uygun diye araştırırken veya piyasa araştırması yaparken zaman kaybı da olabiliyor. Bazen seans ücretini sorduktan 6 ay hatta 1 sene sonra çalışma kararı veren danışanlarım oluyor. Hepsinde ortak nokta şu: bana geldikleri an “çıkmazda” oldukları an. Yani olacakları 6 ay önce hissetmiş belli ama önlem almayı önceliklendirmemiş. Bugün iş işten geçmişken koçluk almaya başlıyor. Yani mutfaktaki tüp sızdırırken farketmiş ama bir şey yapmamış, ancak yangın çıktıktan sonra yardım gerektiğine karar vermiş. Eğer koça ihtiyacınız olduğunu hissediyorsanız büyük olasılıkla ihtiyacınız gerçekten vardır. En azından 1 seans koçluğu deneyimleyerek emin olabilirsiniz. İlk seansta koçun konunuza ne kadar ilgi gösterdiğine, sizi ne kadar önemsiyor göründüğüne, seanslarının formatına ve koçun tarzına dikkat etme şansınız da olacaktır. Muhtemelen 1 seans sizin sorununuzu çözmenize yeterli olmayacaktır. Bugüne dek 1 seansta çözülen çok az kariyer problemi gördüm. Her 50 danışanımdan belki 2 tanesi bunu deneyimlemiştir. O da örneğin, zaten önünde seçenekler vardır tüm detaylarıyla resim çizilmiştir, sadece son kararı vermekte zorlanıyordur… En son bu durumu yaşadığım danışanım bana ulaştığında telefonda “Çıkmazdayım, işimde çok mutsuzum ne yapacağım bilmiyorum” dedi, 3 saat sonra buluştuk ve seansımızın 30. dakikasında ona şunu söyledim: “Siz zaten istifa etmeye karar vermişsiniz, sadece ne zaman ve nasıl yapacağınızı netleştirememişsiniz. Doğru mu anladım?” Doğru anlamışım ki, ertesi gün yöneticisiyle görüşerek istifa etmeye karar vererek yanımdan ayrıldı. 🙂 Ancak dediğim gibi bu tür durumlar nadirdir. Çoğu zaman 3 seansta değişim gözle görülür olmaya başlar, 6-8 seansta büyük adımlar atılmaya başlar. Bu tamamen kişiye ve içinde bulunduğu duruma bağlı. Kimisi daha cesur hamleler yapabiliyordur, kimiyse sadece konfor alanını terk etmek için 4-5 seansa ihtiyaç duyabilir.
Koçumuzun kim olacağına karar verirken başka nelere bakmalıyız?
- Kariyer Koçunuzu seçerken öncelikle özgeçmişini veya CV’sini inceleyin. Bu bilgiyi LinkedIN’de bulabileceğiniz gibi, kendi web sitesinde veya üye olduğu derneklerin veritabanında da bulabilirsiniz. Fakat dikkat edin! CV’yi incelerken sizin yaptığınız/yapacağınız görevi yapmış mı diye bakmamalısınız. Eğer esas merak ettiğiniz şey buysa siz bir koç değil mentor arıyor olabilirsiniz, o halde yanlış yerdesiniz. Koçunuzun CV’sini incelerken bugüne kadar neler yapmış olduğuna, koçluğa ne kadar hakim olduğuna yani koçluk mesleğini ne zamandır sürdürdüğüne vs bakabilirsiniz.
- Koç seçerken en önemli kriterlerden biri koçun zaman planının sizinkiyle uyumlu olup olmadığıdır. Örneğin, hafta içi 9-6 çalışıyorsanız kendiniz gibi 9-6 çalışan bir koçla uygun zaman yaratmanız zordur.
- Lokasyon da oldukça kritik olabilir. Koçluğun anavatanı ABD’de çoğu koçluk seansı telefon üzerinden yapılır. Gözlemlerime göre bizde yüzyüze görüşme daha çok tercih ediliyor. Ben yine de danışanlarıma Skype seçeneğini de sunuyorum. Bazen İstanbul’da olsa bile 1 saatlik bir görüşme için 3 saatlik yol aşıp bir araya gelmek mantıksız olacağından online görüşmeyi tercih edebiliyoruz. Özellikle küçük çocuğu olan anneler iş yerinde öğle arasında sakin bir toplantı odasından bağlanacağı Skype görüşmelerini tercih edebiliyorlar. Özetle, koçunuzun görüşmeyi nasıl gerçekleştirdiği de karar verirken önemli bir kriter olabilir.
- Koçunuzun en fazla hangi konularda çalıştığını öğrenmeye de çalışın. Türkiye’de henüz unvan olarak spesifikleşme pek yok ama yine ABD’den bir örnek vermek gerekirse “İş Yeri Kanseri ve Hastalık Krizleri Koçu” unvanı bile var. Unvanda spesifikleşme olmadığı için bunu sizin araştırmanız gerekebilir. Koçlukta “test sürüşü” eskiden ücretsiz tanışma görüşmeleriyle yapılabiliyordu ancak zaman herkes için çok değerli olduğundan dolayı artık direkt yola çıkmak herkesin ilk tercihi olabiliyor. Size önerim, koç adayınızın varsa youtube kanalını, röportajlarını, blogunu, sosyal medya paylaşımlarını inceleyin. Bunu yaparken nasıl bir enerji aldığınıza da bakabilirsiniz. Benden size naçizane tavsiye, sizde olumlu bir intiba bırakmayan kişilerle zamanınızı kaybetmeyin.
Kimi zaman cinsiyet, yaş gibi faktörlerin de kişiler için dikkate alındığına şahit oluyorum. Bana kalırsa en önemli faktörler arasında değildir ancak elbette siz bir hemcinsinizin yanında daha rahat ediyor olabilirsiniz. Veya kendinizden daha genç birisiyle konuşurken daha rahat olabilirsiniz. Başkası da kendi akranıyla daha rahat konuşacaktır. Konu bence ilk etapta “rahat hissetmek”tense fayda almak olduğu için yukarıdaki kriterleri sıraladım.
Yazının ve sonrasında koçluğun hayatınızda fark yaratması dileğiyle…
10 Nisan 2018, 15:48
Ya sen ne kadar harika bir insan, ne güzel bir dost ve ne sıcak bir koçsun. Bundan 4 yıl önce yolum seninle iyi ki kesişmiş iyi ki sana o ilk emaili göndermişim ve birlikte senin “yolculuk” dediğin koçluğa başlamışız. O zaman birlikte attığımız tohumlar şimdi kocaman ağaçlar oldu ve meyvelerini keyifle yiyorum. O zaman çok zor gibi gelen pek çok şey aynen senin dediğin gibi başka bir açıdan bakınca o kadar kolay ve eğlenceli ki. Sen danışan gizliliği diyip isim vermiyorsun o yüzden ben de senin gibi yapacağım ve ismimi yazmıyorum ama kim olduğumu anlaman için “beslenecek civciv” diyorum :)))